BELGRAD GEZİ REHBERİ
Bazen bir an geliyor sadece seyahat etmek için başka şeylerin planını yaparken bulabiliyor insan kendini. Bu sefer de işte tam öyle oldu. Tuğçe yüksek lisans konusuyla ilgili bir makale yazdı ve Belgrad'da bir konferanstan kabul aldı. Bir taşla iki kuş! E zaten vize yok, hele bir de ucuz bilet bulursanız tadından yenmez.
Allah Pegasus'un iniş takımlarına zeval vermesin, İstanbul-Belgrad uçağı 1,5 saat sürüyor. Küçücük ama çok da eski olmayan Nikola Tesla Havaalanı'na indik. İner inmez para bozdurduk. Tabii ki her zamanki gibi bizi sadece şehir merkezine götürecek kadar bozdurduk keza havaalanları çoğu zaman pahalıdır:) Acaba Belgrad Havaalanı'ndan şehir merkezine nasıl gidilir diye bakınırken tarifeli bir otobüs olduğunu gördük. Belki kalabalık olsak taksi tutmak ekonomik olabilirdi, bilmiyorum ama bu otobüs kesinlikle çok ekonomik; yaklaşık 1 saat yol için ödediğimiz para taksinin 3'te birinden azdı.
Otelimizi Booking.com'dan ayarlamıştık. Haritaya göre otele en yakın noktada indik, ki bu da otele yaklaşık 15 dakika bir yürüyüş mesafesiymiş. Yürürken bize Sülüman'la Hürrem eşlik etti. Şehrin en görünen billboardlarını parsellemişler. Sanki arkadaşımla karşılaşmış gibi sevindim :) Neyse ki mesafeler çok yakın bu şehirde. Otelimize yerleştik ve kendimizi hemen dışarı attık.
Kışın gelseydik ne gibi yorumlarda bulunurdum bilemiyorum ama bahar bu şehre çok yakışıyor. Her yer yeşil ve park. Tuna ve Sava nehirlerinin kucakladığı şehirde kıyı boyu tamamen eğlence ve dinlence için ayrılmış. Restoranlar, kafeler ve hatta Belgrad'da nehirde yüzen club'lar gırla.
BELGRAD'DA GEZİLECEK YERLER
Şehrin kendisi, başka hiç bir şey yapmadan zaten gezip görülecek bir yer. Tarihi binaları, geniş caddeleri, parkları, sarayları, nehir manzarası ve en önemlisi şehrin her yerini kaplayan graffitileri ile şehir zaten kendiliğinden güzel.
Ama yine de her şehrin görmezsen olmaz yerleri vardır, hani herkesin fotoğrafının olduğu yerler. Belgrad'ın en meşhur yerlerinin başında Kalemegdan geliyor, bildiğimiz "Kale Meydanı." Çok güzel korunmuş, surların birbirinden ayırdığı bir kaç farklı avludan oluşan epey büyükçe bir yer. Tuğçe "Petit Train" gördü mü dayanamadığı için burayı önce gezi treniyle turladık. Gerçi sonra aynı yeri bir de yürüyorsun ama olsun, trenin nostaljisi başka :) Biz gittiğimizde bu avlulardan birinde savaş tankları sergisi vardı, birini de kapatıp tenis kortu yapmışlar. Kortun yan duvarları kale, ilginç :) Kalemegdan'dan yukarıya doğru tırmanınca büyük bir kapıdan kalenin kendi avlusuna giriliyor. Buranın manzarası ise enfes; buradan tam iki nehrin kavuştuğu yeri ve şehrin geri kalanını panoramik olarak görebiliyorsunuz. Bu yüzden de her bankta bir çifti öpüşürken görebilirsiniz. Romance is everywhere :)
Belgrad şehir merkezini tam da İstiklal caddesi gibi baştan başa kateden ve her türlü şeyi bulabileceğiniz Knez Miheliova Caddesi'ni takip ettiğinizde zaten Kalemegdan'a ulaşıyorsunuz. Bu cadde ve Kalemegdan için 1 gününüzü ayırmanızı tavsiye ederim.
Belgrad otelleri içerisinden tam merkezde bulunan Hotel Moskva ise bir can simidi gibi şifresiz wi-fi bağlantısı ile gezginlerin hayatını kurtarıyor. Zaten bu otelin önünden geçerken ayakta dikilip telefon ve tabletlerine bakan insanlardan da bunun aslında ne kadar güzel bir jest olduğunu anlıyorsunuz. Bu otelin tek özelliği tabii ki sadece free wi-fi değil :) Kadim bir tarihi ve harika bir dekoru var. Hotel Moskva'nın lobisinde canlı piyano dinleyebilir ve harika tatlılar yiyebilirsiniz. Biz yağmurlu bir öğleden sonrayı bu fantastik ortamda çalışarak geçirmiştik.
Dünyanın en ünlü mucitlerinden biri olan Nikola Tesla Müzesi de doğal olarak burada. Müzede saat başı rehberli turlar var. Nikola Tesla Müzesi giriş ücreti 500 dinar. Başka bir rehber var mı bilmiyorum ama bizimkisi biraz heyecanlıydı. Hem böyle bir bilim adamıyla hemşehri olmanın verdiği gurur, hem de milliyetçilik aynı potada eriyince turumuz biraz taraflı geçti. Eğer korkmazsanız, rehberin dağıttığı floresanları, devasa bir bobin aracılığıyla, sadece havadaki elektrik akımı ile yakabilirsiniz. Gerçi sonraki 4 saat boyunca saçlarım yatışmadı ama olsun, yaşanması gereken bir deneyimdi. Bir diğeri de Bungee Jumping ama onun sırası henüz gelmemiş olabilir :)
Belgrad'da görülecek yerler konusunda diğer olmazsa olmaz yerlerimizin başında Balkanlar’ın en büyük Ortodoks Kilisesi olma ünvanını taşıyan Aziz Sava Katedrali var. Bu ünvanı almış ama aslında hala inşaat halinde. Yani biri elini daha çabuk tutarsa gider güzelim ünvan :) Akşamları kapalı olan bu katedral gündüz sıcağında ise tam bir vaha. Açıkçası içinden pek çıkmak istemedim ama ibadet eden insanlara saygı gereği bir noktada ayrılmamız gerekti :)
Biz her zaman bir yeri gezmenin en güzel yolunun yürümek olduğunu düşünürüz ve olabildiğince ulaşım aracı kullanmamaya özen gösteririz. Burada bir şansımız, Belgrad'ın neredeyse dümdüz olması ve nehir kıyısında çok uzun bir bisiklet yolu olması oldu. Hemen oradaki bisikletçiden iki bisiklet kiraladık ve kilometrelerce uzunluktaki Belgrad nehir kıyısının sonuna kadar gittik. Burada ise çok az yerde bahsedilen bir yer bulduk; Zemun. Olduğu coğrafyadan ziyade, Adriyatik kıyısında bir yere benzeyen, eski evlerle dolu bir sahil kasabası. Zemun, Belgrad merkezden sadece 7-8 km uzaklıkta bir sayfiye yeri. Tam karşısında, nehir üzerinde oluşan bir adacığın plajı var. Karşılıklı iki taraftan denize giriliyor (ya da nehre:) bu uzun bisiklet yolculuğumuzda gözüme çarpan bir ayrıntı da, yaklaşık 50 metre aralıklarla tüm kıyı boyunca dondurmacılar var, hazır paketli dondurmalardan satıyorlar, ama asıl konu hepsinin başında yaşlıların olması oldu. Zannediyorum bu devletin yaşlı vatandaşları da bir şekilde sosyal hayata adapte etme yolu.
BELGRAD'DA NE YENİR?
Belgrad'da yeme-içme birçok turistik rotadan daha ucuz bir lokasyon. Sırp yemekleri, bizimkilerle neredeyse aynı desem yeri. En ünlü şeyleri cevapi, yani bildiğimiz köfte. Aynı bizdeki gibi onlarca farklı tarzda yapılıyor. Yani bir restoranda yediğiniz bir diğerini tutmuyor. Tuzlu olmasının dışında epeyce lezzetli ve daha önce de söylediğim gibi görece ucuz. Eğer köftenizi Belgrad'ın her yerinde bulabileceğiniz Taze Pljeska isimli restorandan alırsanız cola ile beraber 250 dinar ödersiniz. Bizim favorimiz pljeskavica, bir nevi Balkan burgeri.
Yok ben güzel bir restoranda yemek istiyorum derseniz, bunun bedeli de en 600-700 dinar olur. Kaymaklı köfteyi denemenizi öneririm, keza taze manda kaymağı ve köftenin harika bir lezzeti oluyormuş. Bu arada aynı kaymağı tatlı olarak da getiriyorlar. O kadar yürüdükten sonra açıkçası pek kalori derdiniz olmuyor.
Yok ben güzel bir restoranda yemek istiyorum derseniz, bunun bedeli de en 600-700 dinar olur. Kaymaklı köfteyi denemenizi öneririm, keza taze manda kaymağı ve köftenin harika bir lezzeti oluyormuş. Bu arada aynı kaymağı tatlı olarak da getiriyorlar. O kadar yürüdükten sonra açıkçası pek kalori derdiniz olmuyor.
Bu güzel köfteleri yedikten sonra, Tuğçe'nin keşfi olan bir dondurmacıya gittik; Bacio. Onlarca çeşit değişik aromalı dondurmanın yanında, külah seçiminiz de size özel. İster bonibonlu kornet seçin, isterseniz çikolatayla kaplanmış külah. Dondurma çeşitleri ise iştah açıcı. Bizim favorimiz fesleğenli limonlu oldu. Dondurmanın soğukluğu yanında aromasının verdiği ferahlık dillere destan. (2022 yılında kontrol ettiğimizde burasının maalesef kapanmış olduğunu gördük).
Belgrad tarihi bir yer olmanın dışında aynı zamanda bir öğrenci şehri. Bu yüzden de underground kültür kendisini ziyadesiyle hissettiriyor. Şu ara gençler arasında Belgrad'ın en gözde yeri Savamala semti. Burası İstanbul'un Karaköy'ü ya da New York'un Soho'su gibi. Biz fırtınadan dolayı burayı akşam ziyaret edip Belgrad gecelerine akamasak da aynı yerleri gündüz ziyaret etme şansı yakaladık. Bu mekanlardan biri de Mikser'di. Meğerse gündüzleri (belki de pazarları) burada çok güzel bir bohem pazarı kuruluyormuş, ister bir masada oturup kahvaltı edebilir, ister barda oturup kahve içebilir aynı zamanda da yetenekli genç ellerden çıkma orijinal parçalardan alma şansı yakalayabilirdiniz. Her ne kadar burası da pandemi nedeniyle kapanmış olsa da, semt bu tip mekanlarıyla ünlü.
Bir başka harika mekan ise Belgrad şehir merkezinde diyebileceğimiz Süpermarket Concept Store. Burası tüm beklentilerinize aynı anda cevap verebilir; isterseniz küçük hediyelikler alabilir, isterseniz harika mutfağından yemekler yiyebilir ya da sadece oturup bir kokteyl içebilirsiniz, bu arada fonda çalan harika müzikler de cabası. Tuvalete dikkat, kadın erkek karışık ve her yer ayna.
BELGRAD'DA NEREDE KALINIR?
Belgrad otelleri arasında her türlü seçenek mevcut. Hem Hotel Moskva gibi lüks seçenekler, hem de hosteller var. Bizim gittiğimiz tarihte daha uygun bir seçenek bulamadığımız için Villa Forever isimli otel/pansiyon işletmesini tercih ettik. Belgrad'da merkezi ve temiz bir otel ararsanız tercih edebilirsiniz. Kahvaltı da dahildi. Ayrıca sigara kullanıyorsanız, otelin bir de küçük bir avlusu var.
(Bizim linkimizden gidip rezervasyon yaparsanız siz aynı fiyatı ödeseniz de biz çok küçük bir komisyon alıyoruz, bu arada Booking üzerinden sadece Türkiye'deki otellere rezervasyon yapamıyorsunuz ama kalan her ülke için rezervasyon yapmak mümkün.)
(Bizim linkimizden gidip rezervasyon yaparsanız siz aynı fiyatı ödeseniz de biz çok küçük bir komisyon alıyoruz, bu arada Booking üzerinden sadece Türkiye'deki otellere rezervasyon yapamıyorsunuz ama kalan her ülke için rezervasyon yapmak mümkün.)
BELGRAD PAHALI MI?
Biz Nisan 2015'te ziyaret ettiğimizde Türkiye'ye göre Belgrad çok ucuzdu. Gayet iyi bir restoranda kişi başı yemek 10-15 TL civarıydı ama artık paramızın değeri ortada. Belgrad'da kullanılan para birimi Sırp Dinarı ve artık fast food restoranları bile 40 TL'den aşağı değil.
SIRBİSTAN'A HANGİ AYDA GİDİLİR?
Belgrad'a kışın gidilir mi bilmiyoruz ama bahar aylarında süper oluyor. Balkanlar'dan gelen soğuk hava dalgası lafını duymayan yoktur herhalde, demek ki bir bildikleri var. Bu bölgenin kışları çok sert geçtiği için en iyi zaman Nisan-Haziran arası. Belki sonbahara da bir şans verilebilir ama yağmur konusunda riskli.
BELGRAD'A GİTMEK İÇİN GEREKENLER
Sırbistan Türkler'den vize istemiyor. Yani pasaportunuzu alıp çatkapı gidebilirsiniz. Tabii İstanbul-Belgrad biletiniz varsa =) 90 gün boyunca Belgrad'da vizesiz kalabilirsiniz. Fakat her zaman başka bir ülkenin gümrük kapısından geçerken yanınızda o ülkede geçerli bir otel rezervasyonu, seyahat sigortası ve o ülkeden çıkış bileti olması garanti olur. Bu arada Sırbistan'a girerken 2022 Haziran itibariyle Covid 19 aşı sertifikanızı ibraz ettiğinizde PCR veya karantina gerekmiyor. Sırbistan'a kimlik ile seyahat serbestliği de yakında olacak diye duyumlar alıyoruz, umarız geçek olur.