SAMOS PLAJLARI
2016 yazında tası tarağı toplayıp iki aylığına komşu Yunanistan'ın pek sevdiğimiz adası Samos'a geldik. Karlovasi'de minik bir ev tutup arabamızı da buralara taşıdık. (İlgili maceramız için, araba kiralamak için) Eh, yaz sıcakları başlamışken, Samos'un da harika plajları varken keşfetmemek olmazdı. Samos'un 30'dan fazla plajı var, bir çoğu da berrak, turkuaz sulara sahip. Buradaki plajların çoğu kumlu değil, taşlı fakat yine de çok keyifli ve tertemiz. Bu yazımızda adanın plajlarını Kuzey ve Güney Plajları olarak ikiye ayırdık. Neredeyse tümünü listeledik, tabii henüz hepsine gidemedik ama gittikçe bu postu güncelleyeceğiz.
KUZEY PLAJLARI
Samos'un merkez tarafında, yani Vathi Limanı'na yakın plajlar Gagou Plajı, Galazio Plajı, Livadaki Plajı, Mikri ve Megali Lakka plajları ile Kerveli Plajı. Bunlardan Gagou, Kerveli, Livadaki ve Galazio'da şezlong ve büfe/kafe tarzı işletmeler mevcut ancak Mikri ve Megali Lakka kayıkla veya patikalardan yürüyerek ulaşabileceğiniz ıssız plajlar.
Gagou Plajı
Eğer Samos feribotu ile Vathi'ye yanaştıysanız, çok yakındaki Gagou Plajı'na arabanızla direk geçebilirsiniz. Minicik bir koy ama pırıl pırıl bir denizi var. Üstelik mini bir kafe de mevcut. İster şezlongları ufak bir ücret karşılığında kullanabilirsiniz, isterseniz de bizim yaptığımız gibi havlunuzu taşların üzerine bırakıp denizin keyfini çıkarabilirsiniz. Plaj her ne kadar taşlı olsa da denizin içi kum ve akvaryum gibi berrak.
Livadaki Plajı
Vathi'ye, yani Samos'un merkezine 7-8 km uzaklıktaki Livadaki Plajı'nın kötü yollarının, sonunda kavuşacağınız muhteşem denize değdiğini çok duymuştuk. Sonlara doğru sadece tali yola dönen ve arabamızı toz toprak içinde bırakan yollardan, eğer karşıdan gelen bir araba görmesek, vazgeçip gerisin geri dönecektik ama iyi ki dönmemişiz.
Herkesin kendi halinde takıldığı, adeta Hawaii resimlerini andıran çok relax bir beach'e vardık. Burası, Samos'taki kumlu plajlardan biri ve suyu da berrak.
Müzik insanı rahatsız etmeyecek seviyede çalıyor ve yemekler çok basit ama fiyatlar da buna göre çok çok uygun. Biz bir hamburger ve bir kolaya 4-5 Euro civarı ödedik. Plajda ister şezlonglara yayılabilir, ister bizim yaptığımız gibi, üst kottaki terasta bulunan rahat sandalyelere kurulabilir, isterseniz de şezlongunuzu denizin içine yerleştirip güneşle denizin keyfini aynı anda çıkarabilirsiniz.
Kokkari Plajı
Kokkari bölgesinde Kokkari merkezdeki plaj, Lemonakia, Tsamadou ve Tsadou Plajları var. Bunlardan en ünlüsü Lemonakia Beach olsa da diğerlerinin tepeden görüntüsü ve renkleri de acayip çekici. Kokkari merkezdeki plaj çok canlı ve gece hayatı da aktif, fakat bazı günler rüzgardan patlayabiliyor.
Bu plajlara genelde özel araçla gidiliyor ama günde birkaç sefer Lemonakia'ya belediye otobüsü de var. Tabii bu belediye otobüsünün fiyatının 4 Euro olduğunu ve Pazar günleri çalışmadığını, normalde de 17:00'den sonra otobüs olmadığını belirtmekte fayda var.
Tsamadou
Tsamadou daha çok gençler tarafından tercih ediliyor ama Tsadou çok daha sakinmiş. Sıra henüz Tsadou'ya gelmedi ama Tsamadou'da çok güzel vakit geçirdik. Bu koya inebilmek için arabanızı yukarıda bırakıp merdivenlerle aşağı inmek gerekiyor. Biz suyun muhteşem rengine ağaçların arasından hayran hayran bakarak inince birden neye uğradığımızı şaşırdık. Neden mi? Çünkü Tsamadou Plajı'nda 3 farklı tesis var ve biz bunlardan son derece nudist olanının tam ortasına inmiştik. Amcalar, teyzeler, her şey ortada, tam bir çıplaklar plajıymış meğerse =). Biz buraya oturmayı tercih etmedik ve bir yandaki işletmeye baktık. Tsamadou Beach adlı işletme, son derece sakin ve sandviç fiyatları çok uygundu ama biz plajın diğer ucundaki Navagos'a ilerledik.
Navagos Beach Club, genelde gençler tarafından tercih edilen, müziğin canlı olduğu ama rahatsız edici seviyeye çıkmayan çok güzel bir işletme. Hafta sonları biraz kalabalık olabiliyor ama biz hafta içi gittiğimizde her şey tam dozundaydı. Sade dekoru ve ister plajda ister çimende konuşlanabileceğiniz şezlonglar olması güzeldi. Üstelik iki kişilik karışık bira tabağı da çok doyurucu ve sadece 7 Euro, şezlonglar da ücretsiz.
Bizim gittiğimiz gün rüzgarlı olmasına rağmen dalga yoktu ve su kristal mavisiydi. Plaj çakıl taşlı ama denizde yosun veya tuhaf deniz canlıları yok. Çabuk derinleşiyor ve soğuk bir suyu var. Biz genelde soğuk suyu sıcak havalarda daha çok seviyoruz, o yüzden bu koyun masmavi berrak sularını harika bulduk.
Lemonakia Plajı
Tsamadou Koyu'nun hemen bir yanındaki koy olan Lemonakia Plajı da ömürlük doğrusu. Pırıl pırıl serin suları ile girince çıkası gelmiyor insanın. Bu plajda üç işletmenin şezlongları bulunuyor ve şezlongların adet fiyatı 3-4 Euro civarı. Fakat günde bir veya iki kez bir delikanlı gelip bu ücretleri talep ediyor, denk gelmeyebilirsiniz yani.
Üç işletmeden ikisinin bu plajda bir de tavernaları var. Her ikisinde de fiyatlar aynı olmasına rağmen biz Andrea's Place'i denize daha yakın olmasından dolayı tercih ettik. Izgara sardalya, Greek Salata ve kızarmış peynir demek olan saganaki cheese aşağı yukarı toplam 20 Euro tuttu. Bunları denizin yanı başında serin serin yemekse paha biçilemez.
Avlakia
Adanın daha da Kuzeybatısına doğru ilerlediğinizde Avlakia, Tsampou, Kampos, Petalides ve Agios Nikolaos plajları geliyor. Avlakia'nın yukarıdan görüntüsüne bayıldık ama Agios Nikolaos'taki kafelerde de aklımız kaldı. Agios Nikolaos'un denizi biraz daha dalgalı gibi görünüyor ama Avlakia'nın plajı gerçekten saklı bir cennet gibi. Hem denizi, adada gördüğümüz en güzel denizlerden biri, hem de plajında neredeyse kimsecikler yok, 2-3 tane salaş restoran var. Avlakia Köyü'ne gelir gelmez park edebileceğiniz bir de ücretsiz otopark var.
Karlovasi Plajı
En kuzeybatıda ise bizim yaşadığımız Karlovasi köyü var. Karlovasi Plajı'nı ilk gördüğümde, eyvah taşlı ve çirkin bir plaj diye düşünmüştüm ama denize girip de 1 metre kadar ilerlediğimde bütün fikrim değişti çünkü hemen 1 metre sonra denizin dibi kumluk oluyor. Gün boyu sakin ve berrak olan suyu bazı akşam üstleri dalgalanabiliyor. Biz neredeyse her gün burayı kullanıyoruz ve plajın hemen başladığı noktadaki Meltemia Restaurant'ın lezzetleri ve serinliği de süper.
Potami Plajı
Karlovasi'den 3 km daha batıya gittiğinizde dünyaca ünlü Potami Plajı ile Mikro ve Megalo Seitani plajlarını görebilirsiniz. Potami Plajı'na yukarıdan basamaklarla iniliyor, upuzun ve yine çakıl taşlı bir plaj. Haftasonları çılgın partiler oluyormuş ama biz sakinlik aradığımız için hafta içi gittik, sakin sakin yüzdük. Fakat maalesef hava rüzgarlı olduğunda burası da dalgalanabiliyor.
Potami Beach'te iki adet beach club var, biz şu ana kadar Hippy's Beach Club'ı denedik. Indie dekoru, elektronik ile pop arasında gidip gelen düzeyli müziği ve Samos'ta hep alışık olduğumuz güler yüzlü servisiyle çok memnun kaldık.
Eğer içecek veya yiyecek bir şeyler alırsanız şezlonglar ve perdelerle gölgelendirilmiş yataklar da ücretsiz. Biz frappe ve portakal suyuyla serinledik, aşağı yukarı 6 Euro ödedik.
Potami Plajı'ndaki beach club dışında, basamakların hemen üzerinde 3-4 tane daha restaurant var, bizim favorimiz Cafe del Mundo. Özellikle gün batımı için çok güzel, müzikleri harika ve fiyatları çok uygun.
Micro Seitani Beach
Micro Seitani'ye giden yollar taşlı, yer yer dik ve zorlu ama yüzde sekseni düz ayak diyebiliriz.
Micro Seitani Plajı'na gitmemiz ise büyük macera oldu. Bir kere mutlaka ya sabah çok erken, ya da akşam üzeri 5-6 gibi bu maceraya atılmalısınız çünkü eğer hiking yapan biri değilseniz sizi çok da kolay olmayan bir yol bekliyor. Hele ki parmak arası terlikle yapılmasını hiç tavsiye etmediğimiz bu yürüyüş rotasını sorduğunuzda herkes size, 20 dakika canım bir şey değil diyecek ama aldanmayın. Arabanızla Potami Plajı'nın bittiği yerden en fazla 1-1.5 km daha devam edin, toprak yola geldiğinizde gözünüz sağdaki minicik Seitani tabelasını arasın. O minicik direğin oraya bir yere arabayı park edin ve başlayın keçi gibi inip çıkmaya. Biz hızlı tempoyla 30-35 dakikada varabildik, ter içinde kaldık ama gördüğümüz manzaraya değdi.
Tamamen bakir, dalgalıyken bile turkuaz rengini koruyan mucize gibi bir yer. Gerçek bir yorgunluğu ve yarım gününüzü vermeyi göze alıyorsanız, unutulmaz bir deneyim olacaktır. Tabii yanınıza havlu, su ve açsanız yiyecek bir şeyler alın çünkü Micro Seitani Beach'te hiçbir tesis yok. Bir de yine nudist plajcılarla karşılaşabilirsiniz, şaşırmayın.
Megalo Seitani Beach
Başka bir gün de, Micro Seitani'den 1,5 km daha dağ yolunda yürüyerek Megalo Seitani'ye de ulaşılıyor diye bize verilen bilgilere güvenerek, bu kez spor ayakkabılarımızla kendimizi yine dag yollarına vurduk. Fakat, işin aslı öyle değilmiş, ya biz bir şeyleri yanlış yaptık, ya da Yunan'ların zaman kavramı biraz farklı. Neredeyse 2 saatlik bir yürüyüşün sonunda, güneş batmak üzere olduğu için denize giremeden geri dönmeye karar verdik. Arabamıza vardığımızda neredeyse saat akşam dokuzu bulmuştu ve sinirle karışık bir yorgunluktan ölüyorduk.
Fakat tabii, bu sinirimizin bir kısmı da, uzaktan görüp fotoğraflayabildiğimiz Megalo Seitani Plajı'nın ne kadar güzel olduğunu fark etmemizden kaynaklıydı. Biz giderken dönmekte olan pek çok kişiden anladığımız kadarıyla, sabah serinliğinde yiyecek içeceklerinizle buraya gelmeniz ve bütün günü burada geçirmeniz öngörülüyor. Bol vaktiniz varsa ve trekking seviyorsanız, deneyebilirsiniz.
GÜNEY PLAJLARI
Güneye doğru inerken Pythagorion'a varmadan önce Posidonio, Klima, Psili Ammos ve Mikali Plajları'na rastlayacaksınız. Biz bunlardan daha önceki yıllarda Psili Ammos ve Posidonio Plajları'nı gördük. Posidonio aslında daha çok teknelerin uğrak yeri olan, lezzetli ve salaş balık restaurantlarının olduğu bir koy. Psili Ammos ise Türkiye'deki Dilek Yarımadası'na baktığı için Türkler arasında çok ünlü fakat şahsen benim hiç hoşuma gitmeyen alelade bir plajdı. Fakat Marathokampos tarafında bir tane daha Psili Ammos (Hrisi Ammos) var ki orası harika, aşağıda fotoğrafları görebilirsiniz. Mikali Plajı ise ailecek gidilebilecek çok büyük, berrak suları olan bir plajmış.
Remataki Plajı
Pythagorion merkezdeki Plaj, yani Remataki Beach, adanın nadir kumlu plajlarından, sığ ve tertemiz bir yer. Likourgos Kalesi ile Roma hamamları arasında bulunan bu plaj, bizim favorilerimizden. Ayrıca sahilde salaş tavernaları beğenmezseniz, Pythagorion merkezde fazlasıyla kafe/restoran seçeneği var. Bu tarafa yakın Potokaki Plajı ise gençler arasında çok popüler ve eğlencesi bol bir plajken Ireion Plajı turistler arasında revaçta. Marathakampos ile Pythagorion arasındaki Tsopela Plajı'na ise sadece toprak yoldan ve denizden ulaşım mevcut ama bir doğa harikası deniliyor kendisi için.
Potokaki Plajı
Potokaki Plajı'na ilk gittiğimizde çok rüzgar vardı ve o kadar uzun bir plajdı ki, hangi işletmeye oturacağımızı şaşırıp Pythagorion'a geri dönmüştük. Potokaki Beach, Pythagorion'a 2-3 km mesafede bulunan upuzun bir koy aslında, taşlık ama tabii ki turkuaz mavi suları berrak. Zaten Samos'ta berrak olmayan bir denizle hiç karşılaşmadık. Belirli aralıklarla sayısız otel ve tesis mevcut. Herhangi bir yerine geçip havlunuzu serebilirsiniz, veya tesislerden birini kullanabilirsiniz.
Biz, Beach Volley isimli tesisi tercih ettik. Yaş ortalaması çok düşüktü ama şezlonglar ve şemsiyeler ücretsizdi, fiyatlar da her zamanki gibi süper uygundu. Biz hamburgeri tercih ettik ama kulüp sandviç de çok doyurucu görünüyordu. Bu arada klasik şezlonglar yerine salıncak yatakları da kullanabiliyorsunuz. Bu işletmenin müzikleri biraz yüksek ve hareketliydi ama çok daha sakin, kır kahvesi tadında başka tesisler de var.
Ireon Plajı
Potokaki Plajı'ndan devam edince ise Ireion Beach tabelalarını göreceksiniz. Buranın esas özelliği Hera Antik Tapınağı olsa da, havanın sıcaklığı sebebiyle biz Ireon Plajı'nı görmeyi tercih ettik =). Burası, sanki taa 80'li yıllarda yaşıyor gibi hala. Çok çok sakin bir oteller bölgesi ve bir balıkçı kasabası.
Yunanca tabelaların yanı sıra, bir de Almanca tabelalar var. Zaten bir bölgeye İngiliz ve Alman turist geliyorsa, o bölge her daim 80'lerde gibi yaşayabiliyor, nasıl oluyor biz de bilmiyoruz. Biz de biraz etrafta yürüyüp fotoğraf çektikten sonra havlumuzu herhangi bir noktaya serip denize girdik. Açık konuşmak gerekirse, su berrak olsa da, etrafta yüzen birkaç yosun tanesi ve dipte görünen yosunlu taşlar pek hoşumuza gitmedi. Eh, biz Egeli'yiz, konu deniz olunca standartlarımız yüksek. Zaten, bizim gibi Samos'ta birkaç hafta kalmayacaksanız buralara kadar yorulmanıza değmez.
Buradaki ilginç anılarımızdan biri de, dönüş için yola çıktığımızda yaşlı bir amcanın bize otostop çekmesi oldu. Kendisini hemen aracımıza aldık, meğer Fransızmış ve evlenip bu adada kalmış. Laf aramızda, aynı hanımla fırtınalı bir ilişkisi olmuş, birkaç kez ayrılıp barışmışlar ama yine birbirlerini bırakamamışlar anlaşılan.
Marathokampos Tarafındaki Plajlar
Son olarak adanın Güneybatısındaki Marathakampos bölgesindeki plajlar var. Duyduğumuza göre Perri ve Balos Plajları saklı cennetler gibiymiş ama biz sadece Balos'u görebildik. Votsalakia, Hrisi Ammos (Psili Ammos olarak biliniyor) ve Limnionas ise aileler için ideal ve içlerinde tesisler barındıran plajlar. Bir de tam burunda bulunan Agios Ioannis Eleimonas Plajı var ama burası oldukça kayalık bir plajmış. Yine de doğal güzelliklere merakınız varsa es geçmeyin.
Limnionas Beach
Biz, bu taraftaki plajlardan Balos, Hrisi Ammos ve Limnionas'a gittik. Limnionas çok sakin, küçük ve yine çakıl taşlı bir plaj. Yakın çevresinde oteller ve restoranlar var ama plajda bir tek restoran bulunuyor. Denizin rengi ve su efsane.
Psili Ammos (Hrisi Ammos) Plajı
Hrisi Ammos veya bilinen ismiyle Psili Ammos ise gerçekten Çeşme Altınkum'a çok benzeyen harika bir plaj. Zaman zaman esen şiddetli rüzgarı bir kenara bırakırsak, sığ ve tamamen kumlu, tertemiz bir deniz. Çok da uzun bir plaj. Şezlonglar 5 Euro'ymuş ama biz kullanmamıza rağmen kimse gelip bir şey sormadı. Akşamüstü bazı yerler gölge oluyor ama eğer sabahtan gelecekseniz mutlaka şemsiyenizle gelin.
Plaja hizmet eden ağaçlar altında şirin ve uygun fiyatlı bir restoran mevcut. İki kişilik karışık deniz ürünleri tabağı muhteşem ve 3 kişiye rahat rahat yeter. İçki içmedik ve iki üç adet de meze söyleyerek, kişi başı 10 Euro ödedik, o boyda karidesler ve kalamarlara kesinlikle değdi.
Başka bir gün de, tercihimizi plajın yukarısında, anayolda bulunan Paris Taverna'dan yana kullandık. Fiyatlar aynıydı, lezzetler de harikaydı. Özellikle kalamar büyük bir porsiyon olarak geldi. Mezeler 3-4 Euro civarında, deniz ürünleri ise 8-10 Euro civarındaydı.
Balos Beach
Balos Plajı ise fazlasıyla sakin bir plajdı. Samos'taki plajların çoğu gibi taşlı ve harika bir denize sahipti. Gel gelelim, o kadar boştu ki bu güzelim denize girdikten sonra uyuyakalmışız =)
Bu arada Tripadvisor'da Samos'un bir numaralı restoranı buradaki Stella Restaurant. Biz de burayı çok duyduğumuz için, yemek yemek için oraya gittik, çok egzotik bir girişin ardından son derece samimi iki Yunan aşçının bizi karşılaması, ama kesinlikle bir menü ve fiyat bilgisi vermemesi sonucu vazgeçtik. Onun yerine denizin dibinde, tipik bir yunan tavernası olan Akrogiali Restaurant'a gittik. Greek salata, kızarmış köpek balığı ve ızgara ahtapot tercih ettik, çok da hoş bir gün batımı eşliğinde yemeğimizi yedik.