Kokla Dünyayı
  • Anasayfa
  • Avrupa
    • Almanya >
      • Bremen
      • Berlin
      • Düsseldorf
    • Azerbaycan >
      • Bakü
    • Hollanda >
      • Amsterdam
    • İspanya >
      • Ciudad Real
      • Madrid
      • Santiago de Compostela
      • Tenerife
      • Valensiya
    • Yunanistan >
      • Midilli
      • Patmos
      • Samos >
        • Karlovasi Photo Blog
        • Samos Plajlari
        • Samos'a Nasil Gidilir?
      • Selanik
      • Simi
    • Sırbistan
    • Slovenya
    • Fransa >
      • Cannes
      • Cote d'Azur Köyleri
      • Monaco
      • Nice
      • Paris
      • Saint Tropez
    • İtalya >
      • Napoli
      • Pisa
      • Puglia
      • Amalfi Kiyilari
      • Venedik
    • BeneLux >
      • Brüksel & Bruges
    • Portekiz >
      • Lizbon
      • Porto
  • Avustralya
    • Gold Coast
  • Kuzey Amerika
    • ABD >
      • New York
      • Amerika'ya Vizem Yanımda Olmadan Nasıl Girdim?
    • Kanada
  • Afrika
    • Kenya >
      • Masai Mara
      • Maasai Köyü
  • Asya
    • Uzakdoğu'ya Giriş 101
    • Hong Kong
    • Kamboçya >
      • Angkor Wat
      • Koh Rong Sanloem
      • Siem Reap
    • Malezya >
      • Cameron Highlands
      • Dang Humması
      • Ipoh
      • Kuala Lumpur
      • Kuala Terengganu
      • Penang
      • Pulau Besar, Johor
      • Redang Adasi
      • Malezya'da Kullandığımız Aplikasyonlar
    • Nepal
    • Qatar
    • Singapur
  • TÜRKİYE
    • Adana
    • Birgi - Ödemiş - Gölcük
    • Kapadokya >
      • Kapadokya'da Nerede Kalınır?
    • Hoşgörü Yolu İzmit Kocaeli Yürüyüş Rotaları
    • Marmaris
    • Mersin
    • Ökse Otunun Peşinde Karacasu
    • ŞEHİRDE >
      • Çeşme
      • İsabey Bağevi
      • İzmir Ticaret Odası Müzesi
      • İzmir Doğal Yaşam Parkı
      • İzmir Teleferik Balçova
      • Şirince ve Tire
      • Aradığını Bulursun Pazarı
      • Lezzet Durakları >
        • Kemeraltı - Bizim Lokanta
        • Antik Köy Kahvaltı Evi
        • Çeşme Kahvaltı Mekanları
  • OTELLER
    • Anema by the Sea Guesthouse - Karlovasi
    • Anemon Hotel Adana
    • Archontariki Suites
    • Bayu Lestari Resort
    • Bizim Ev Datça
    • Cappadocia Cave Suites
    • Doğa Apart Selimiye
    • Hotel Ibis Dusseldorf City
    • W Istanbul
    • 5footway.inn Hostels Singapur
  • ipuclari
    • En Uygun Para Transferi
    • Evden Çalışmak için Öneriler
    • Havayollarından nasıl tazminat alınır?
    • Karbon Ayakizi
    • Vietnam Vizesi
    • Yurtdisina Araba Cikarmak
    • Yurtdışı Telefonu Türkiye'de Kullanma
    • Yurtdışında internet kullanma ipuclari
    • EN İYİ 5 PİZZA MEKANI
  • Serbest Bölge
    • Düğün
    • Bize yardimci olmak isterseniz
    • Balkanlarda Vizesiz Gezilebilecek Yerler
  • Hakkimizda
  • iletisim

PUGLIA

Resim
Puglia, İtalya'nın güney kısmında, tam çizmenin topuğuna denk gelen bölge. Muhteşem plajları, Kuzey İtalya'ya oranla çok daha lezzetli mutfağı ve doğal insanlarıyla tanınıyor. Bu sıralarda da bayağı popüler bir destinasyon, hatta birkaç yıl önce Justin Timberlake ve Jessica Biel burada evlenince tüm dünya gözlerini bu bölgeye çevirdi. Sımsıcak bir İtalya gezisi, şahane lezzetler ve karakter sahibi şirin şehirler bizim gibi sizin de hayallerinizi süslüyorsa, Puglia tam size göre. Puglia bölgesinin başkenti Bari ve genelde Puglia rotaları Bari'den güneye doğru inerken gezilen köyler şeklinde oluşturuluyor. Biz de aynen böyle yaptık ve Türk Hava Yolları'nın kampanyasından Bari gidiş dönüş biletlerimizi aldık, üstüne de arabamızı kiraladık. Puglia bölgesi ulaşım ve çalışma saatleri açısından biraz belirsiz olduğundan araba kiralamak bu bölgede şart diyebiliriz. Fakat arabayla gezmenin de tadı bambaşka oluyor, insan istediği köşede durup fotoğraf çekebiliyor, canı kahve çekti mi adı sanı duyulmamış bir köye dalabiliyor, istediği gibi sokaklarda dolanabiliyor. Tabii Güney İtalya'nın siesta saatlerine denk geldiyseniz, oturacağınız kafeyi siz değil, kafe sizi seçiyor ama olsun =).
Resim
Brindisi Sahili
İtalya'nın en fakir bölgesi olarak bilinse de, bayağı hareketli bir yaz sezonu geçiren bölgenin yemekleri enfes. İnsanları adeta geçen yüzyılda gibi, sade ve huzurlu hayatlarına devam ediyor, sanki büyükannelerinin, dedelerinin birer aynası gibi yaşıyorlar. Balıkçılık ve tarımın da çok yaygın olduğu Puglia'nın hem şarapları, hem zeytinleri çok meşhur. Tüm bölgede toplam 60 milyon zeytin ağacı varmış. Eh, bu harika zeytinyağı ve toprakta güneşle büyüyen mis gibi sebzelerle yapılan yemekler nasıl güzel olmasın, di mi ama? 
Resim
Otranto'nun huzur dolu sokakları.
Bu arada Güney İtalya'da, İngilizce dahil herhangi bir yabancı dil konuşan kişi bulmakta zorlanacaksanız. Eğer seyahatinizden önce, burada halletmeniz gereken herhangi bir işiniz olursa; mesela okula kaydolmak ya da Erasmus yapmak gibi ve İtalyanca çeviri hizmetine ihtiyaç duyarsanız size Protranslate.net sitesini tavsiye ederiz. Kendileri İtalyanca Türkçe metin tercümesi ihtiyaçlarınızı en iyi şekilde gidermek için en uygun fiyatları sunacak bir platformdur.

PUGLIA'DA GEZİLECEK GÖRÜLECEK YERLER

Puglia'nın en ünlü köyleri Bari'den aşağı doğru inerken Polignano a Mare, Monopoli, Alberobello, Ostuni, Brindisi, Lecce, Otranto, Gallipoli ve Taranto. Biz de bu köylerden Monopoli ve Taranto dışındakilerin hepsine uğradık, hatta Lecce'de konaklayıp günübirlik geziler de yaptık. Gerçekten sizi, o filmlerde gördüğümüz İtalya'ya götürecek bir bölge. Aslında Puglia gezisi yapacaksanız, ya da sırf seyahat ilhamı almak isterseniz Ferzan Özpetek'in birkaç filmini izlemenizi öneririm. Özellikle Kemerlerinizi Bağlayın isimli filminde Lecce'yi oldukça detaylı görebilirsiniz. Biz çok severek izlediğimiz bu filmde gördüğümüz yerleri, Lecce'yi gezerken canlı canlı görmüş olduk. Hatta bildiğimiz kadarıyla Ferzan Özpetek de Lecce'de yaşıyormuş. 
Resim
Resim
Puglia'yı gezmek için en doğru mevsim aslında Ağustos sonu, Eylül başı denebilir. Hem hala kalabalık olur ama boğucu olmaz, hem de denize girebilirsiniz. Biz Ekim ortasında gittik, pek denize girecek bir hava yoktu, hatta yağmurlu günlerimiz de oldu ama yine de epey güneş gördük. Neyse ki araba kiralamanın avantajını burada da yaşadık, yağmuru görünce atladık kaçtık. 

BARI

Resim
Güney İtalya'da sade cepheleri çok güzel süslüyorlar.
Resim
Bari'nin tarihi merkezindeki sokaklar.
Bari Puglia bölgesinin başkenti ve gerçek bir Akdeniz şehri. Güney İtalya seyahatimiz boyunca 3 ayrı gece Bari'de kaldık. Öncelikle Bari'ye havayoluyla geldiyseniz, havaalanından şehir merkezine bir shuttle bir de ucuz belediye otobüsü var. 2 Euroya 16 numaralı otobüsle Bari Centrale'ye varabilirsiniz, havaalanında bu seçeneği inatla söylemeyip 5 Euro'luk shuttle'ı kullanmanız isteniyor, özellikle 16 numaralı otobüs diye sorun. Yok bizim başka bir seferinde yaptığımız gibi Napoli'den otobüsle geliyorsanız 3 saat sürüyor ve yine Bari Centrale'nin arkasına varıyorsunuz. 
Resim
Bari'de esnaf Pazar sabahı sosyalleşiyor.
Resim
Bari Vecchia
İlk geldiğimiz gece Çarşamba günüydü ve Bari gerçekten şüpheli kılıklı insanlarla doluydu, sokaklar da boş denecek kadar tenhaydı. Telefon hattı satın almak isteyip kazıklanmaya çalışıldığımızı anlayınca iyice keyfimiz kaçtı. Fakat anladık ki aslında keyfimiz kaçmamış, biz acıkmışız =). Çünkü Bari Vecchia denilen eski şehrin kaotik ve dar sokaklarına dalıp da zeytinyağlı focaccia kokusunu aldığımızda hayat bize gülümsedi. Minicik bir ekmek fırınından gelen bu kokuyu alanlar anlaşılan tek biz değilmişiz, zira 15 kişilik bir sıra bekledikten sonra domatesli ve deniz tuzlu olduğunu tahmin  ettiğim müthiş bir focacciayı ramazan pidesi gibi kağıda sarıp bize satan amca bu koca şey için bizden 1,5 Euro isteyince kulaklarımıza inanamadık. Masal gibi taş evlerin arasında, sarı bir sokak lambasıyla aydınlatılmış yüzlerce yıllık bir avluda bulduğumuz bankta herhalde yüzyılın en romantik yemeğini yedik =). 
Resim
Bari'nin marinaya bakan meydanı.
Resim
Bari'nin tarihi merkezi.
Yol yorgunluğu ve yapacak işlerimiz sebebiyle de otel odamıza dönmeye karar vermişken, deniz kenarının da ne kadar boş olduğunu düşündük. Fakat çok yanılmışız, buraya en son geldiğimiz Cumartesi gecesi iğne atsak yere düşmeyecek kadar kalabalıktı, sokakta gösteri yapan toplulukların yanı sıra sanki "Güney İtalya'nın bütün gençleri, burada birleşin!" çağrısı yapılmış gibi bütün gençler meydanda, sokaklarda pizza yiyip bir şeyler içiyorlardı. Zaten İtalya'nın en sevdiğim yanı, eğlenmek diyince bir gece kulübüne tıkılmayıp sokaklara taşmaları ve sosyalleşmeleri. Biz de Cumartesi gecesi aile boyu pizzamızı alıp meydanda gençlerin arasına karıştık tabii. 
Resim
Bari'nin marinasına üstten bakış =)
Resim
Bari Cumartesi geceleri çok hareketli, biz de arkadaşlarımızla meydanda oturup güzel vakit geçirdik.
Meğerse Bari çok zengin bir kentmiş ve liman şehri olmasından dolayı çevre şehirlerde bulunmayan mağazalara sahipmiş, o yüzden de hafta sonları küçük şehirlerden gelenlerin de akınına uğruyormuş, o yüzden aklınızda bulunsun Bari seyahatinizi hafta sonuna denk getirin. Sonra tabii Pazar sabahı da, şehri güneşli sokaklarında, İtalyanlar'ın komşularıyla sosyalleşmesini, balkonlardan sarkan çarşafları, top oynayan küçük çocukları izledik. Mahallenin kafesinde amcalarla cappuccino içip cornetto dedikleri çikolatalı hamur işleriyle tam bir İtalyan kahvaltısı da yaptık. 
Resim
Pazar sabahı kapının önünde güzel havanın tadını çıkaranlar ve balkonlardan sarkan çarşaflar.
Resim
Bari'de kahve ve cornetto yediğimiz kafe.
Bari'de gezilecek yerlerin arasında Saint Nicholas Bazilikası ve Lungomare denilen kordon boyu da var. Aslında Saint Nicholas yani Aziz Nikola, bildiğimiz ismiyle ise Noel Baba, Antalyalı ama kemikleri çok eskiden Bari'ye getirilmiş ve bu bazilika yapılmış. Bir de, eğer alışveriş seviyorsanız Via Sparano harika bir yer, bütün mağazaları gezebilir, bizim gibi kahve tutkunuysanız bu cıvıl cıvıl caddede oturup geleni geçeni seyrederken kahvenizi yudumlayabilirsiniz.
Resim
Bari sokaklarında yaratıcı köşeler.
Resim
Bari tiyatrosu ve biz.

Barİ'de nerede kalınır?

Bari'de kaldığımız 3 gece de ev kiraladık. İlkinde Bari Centrale'ye yakın, evden bozma bir hostel olan B&B Cavour 124 diye büyük bir apartman dairesinde kaldık. Genç bir çocuk tarafından işletilen daire tertemiz, merkezi ve interneti hızlıydı. Çay, kahve, bisküvi filan gibi şeyler de sınırsızdı. Genelde ortak tuvaletli yerleri tercih etmiyoruz ama burada hiç rahatsız olmadık, üstelik düşürdüğüm altın bileziğimi benim için bulup saklayan ev sahibi hiç üşenmedi, onu bana verebilmek için 2 saat beni bekledi. Gönül rahatlığıyla kalabilirsiniz, odalarda klima da var. Diğer gecelerimizden birinde havaalanına yakın olsun diyerek çok uzaktan bir ev tercih etmişiz, çok zorluk çektik. En son gece de Bari Vecchia'nın içinde minicik bir eski taş binada 6 kişi kaldık. La Corte dei Tancredi ismiyle Booking'de bulabileceğiniz ev, aslında güzel bir evdi fakat çok sorunluydu. Rutubet ve su akıtma problemi vardı.

ALBEROBELLO

Resim
Hediyelik eşya dükkanına dönüştürülmüş bir trullo.
Bari'den yola çıkıp şarap bağlarının, tarlaların arasından kıvrılan yollarda muhteşem manzaraların yanı sıra ilerleyerek yaklaşık bir saatte, 65 km mesafedeki Alberobello'ya vardık. UNESCO koruması altındaki bu masalsı köy, Puglia'nın kuzeyindeki Itria Vadisi'nde (Valle d'Itria) bulunuyor. 
Resim
Puglia'nın harika yolları.
Resim
Trullolar tarlaların arasında her yerde.
Aslında Bari'nin bir köyü olan Alberobello'da gezilecek ve görülecek şeylerin başında bölgenin alameti farikası trulli denilen konik çatılı yapılar geliyor. Zaten gitmeden önce resimlerini gördüğümüz bu evleri mutlaka görmemiz gerektiğine çok önceden karar vermiştik.  Bölgenin beyaz kireç taşları ile tezat oluşturan konik gri çatıları çok etkileyici görünüyor. 
Resim
Trulloların çatısındaki semboller.
Resim
Trullolar ve Tuğçe =)
Harçsız olarak dizilen taşlardan oluşan bu yuvarlak, sevimli mi sevimli evler Puglia bölgesinde yer yer görebileceğiniz binalar ama Alberobello'da 1500 tanesi korunmuş olarak kaldığından UNESCO koruması altına girmeye hak kazanmış. Zamanında bu evleri vergi ödememek için bu şekilde inşa etmişler, harç kullanılmadığından ve şekli eve benzemediğinden, kontrole gelenlere "Burası ev değil, depo" veya "Yok canım, taş yığını sadece" gibi bahaneler üreterek vergiden kaçmayı başarıyorlarmış. Gel zaman git zaman gellenekselleşen bu mimari, Alberobello'yu Puglia'nın en turistik yeri haline getirmiş. Yine de kolay ulaşılmadığından turist akınına uğramıyor ve siz de çok keyifli bir şekilde taş sokaklarda dolanıp harika kareler fotoğraflayabiliyorsunuz. 
Resim
Trullolar ve Gökay =)
Tabii artık günümüzde, bu trullolardan bir kısmının içi dükkanlara, hediyelik eşyacılara, market ve restoranlara dönüşmüş ama büyük bir kısmında da hala yerel halk yaşıyor. Dükkanları dolaşırken, sahipleri mutlaka size kendi trullosunun hikayesini de anlatıyor. Gri taşlardan oluşan çatıların üzerinde yer yer değişik semboller görebilirsiniz, dükkanlardan birinde sohbet ettiğimiz bir kız, "Batıl inançlarımız var bizim, bu sembollerin her birinin bir anlamı var ve bizi koruyor" diye anlattı. 
Resim
Sokaklarda dolaşa dolaşa tepeye çıktığınızda minik bir kilise ve hoş bir park da var. Buradan minik zeytinyağı şişeleri, el yapımı makarna gibi yerel ürünler ile gerçekten orijinal taşlardan yapılmış mini trulli magnetleri veya maketleri de alabilirsiniz. Biz burada yemek yemedik ama dinlenmek için köyün meydanında kahve içip bir şeyler atıştırdık. Yemyeşil ağaçların altında beyaz trullileri izlerken nefis bir italyan kahvesi içmek gibisi yok, valla insan yaşam enerjisi doluyor.
Resim
Bu çatılar harç kullanılmadan, taşların dizilmesiyle yapılıyor.
Resim
İtalya'daki bu minik eski arabalara bayılıyoruz.

OSTUNI

Ostuni, tepeye kurulmuş bembeyaz bir şehir. Tabii tepede olunca ister istemez manzarası harika oluyor. Biz gezimizin bugününde Bari'den Lecce'ye doğru varmaya çalıştığımızdan, Ostuni'nin harika şeklini uzaktan gördük ama resim çekmeyi akıl edemedik. Şehre vardığımızda da karanlık çökmeye başladığı için çok kısa bir turlayıp kahve molası verdik ve yola devam ettik. Ostuni ile Lecce arası yaklaşık 95 km.

BRINDISI

Resim
Brindisi'nin kordon boyu.
Brindisi tam bir liman şehri. Masmavi deniz kenarındaki yürüyüş yolu, palmiyeli caddeleri ile bize biraz İzmir'i hatırlattı. Sadece Bari'ye dönerken bir öğlen yemeği ve biraz da şehri turlamak için durduğumuz Brindisi bizim aklımızda güneşli, sakin ve çok güzel bir şehir olarak kaldı.
Resim
Brindisi'de güneşi bulunca biz =)
Resim
Brindisi'nin palmiyeleri İzmir'i andırıyor.
 Önce şehir merkezinde araba park etmek zor olduğu için bayağı bir park yeri aradık ve siesta saatine denk geldiğimiz için bu şansımızı kullanıp hemen Corso Umberto I isimli ana caddenin arkasına park ettik. Saat 1 ile 5 arasında burada ve neredeyse tüm Puglia bölgesinde siesta var, yani tüm dükkanlar ve iş yerleri kapalı oluyor, park yerleri de genelde bedava oluyor. 
Resim
Merdivenlerden görünen manzara bir harika.
Brindisi, çok bilinen bir İtalyan şehri olmasa da, o yerel İtalya dokusunu anında hissettiren bir şehir. Hani o, taştan dar sokaklarında dolanıp, kim bilir kaç yıllık olan ağaçların öylece var oluşunu seyrettiğiniz ve köşedeki eski mahalle barında yaşlı amcaların kahve içip sohbet ettikleri şehirlerden. 
Resim
Küçük İtalyan şehirlerinde kahve içmesini çok iyi biliriz =)
Resim
Böyle güzel sarmaşıklı duvarların önünde poz vermesini de =)
Biz de palmiyeleri ile çok güzel görünen Umberto I Caddesi'nden denize doğru yürüdük ve deniz kenarında kalabalık olduğunu gördüğümüz çok hoş bir restorana oturduk. Güneşli havada harika bir biftek ve pizza yediğimiz bu restoranda keyif yaptıktan sonra, kordon boyunda yürümeye başladık. 
Resim
Merdivenlerin tepesindeki antik Roma sütunu.
Bir de ne görelim, sol tarafımızda, Roma'daki İspanyol Merdivenleri'ni andıran upuzun merdivenler var. Tepesine de çıkıp fotoğraf çekildik, bir de tepede antik bir Roma sütunu vardı. Yakmayan sonbahar güneşinde, denize doğru inen merdivenlere oturup manzara seyretmekten daha keyifli ne olabilir? Sonra biraz daha devam edip, in, cin ve bir de bizim olduğumuz Piazza Santa Teresa isimli meydanda fotoğraf denemelerinde bulunduk. Brindisi Katedrali'ni de tabii ki es geçmedik.
Resim
Brindisi'de Piazza Duomo yok mu sandınız?
Resim
Piazza Santa Terasa
Resim
Piazza Santa Terasa

LECCE

Resim
Piazza Sant'Oronzo Meydanı geceleri cıvıl cıvıl.
Resim
Lecce'nin eski şehrinin dışı da masal gibi.
Lecce, daha önce de söylediğim gibi Ferzan Özpetek'in filmlerinden tanıdığımız bir şehir. Açıkçası, ben bu kadar güzel bir şehir beklemiyordum. İnsanın hayatını geçirebileceği, masal gibi ama bir o kadar da modern bir şehirdi. İnsanı da, mekanları da gecesi de gündüzü de harikaydı. Eminim plajları da çok güzeldir, artık yaza inşallah =). Sarı taştan binaları, tarihi şehir merkezinin dönemeçli sokakları, restoranları, capcanlı hayatı ile bayıldık bu şehre, zaten Lecce için güneyin Floransa'sı deniyor, valla ne yalan söyleyeyim bence Floransa'dan daha güzeldi. 
Resim
Piazza Duomo'dan bir kare.
Resim
Lecce'nin tarihi merkezinde gezmek için en iyi yöntem ya yürümek ya da bisiklet.

Lecce'de gezİlecek görülecek yerler

Resim
Dar ve sarı sokaklarda bir sürü kafe var.
Resim
Çizgi roman işine girelim diyoruz.
Tabii ki her İtalyan şehrinde olduğu gibi Lecce'nin de bir Piazza Duomo'su, o Piazza Duomo'nun içinde de bir katedrali var. 1230 yılında tamamlanan Lecce Katedrali ardındaki müthiş bulutlarla tam fotoğraflık. Tabii, bu meydanda kafeler ve dükkanlar da var. 
Resim
Lecce Katedrali
Fakat Lecce'nin esas hayat dolu meydanı Piazza Sant'Oronzo. Lecce'de kaldığımız 4 gün boyunca birçok defalar burada kahve içtik, dükkanları dolaştık, meydanın tam ortasındaki arkeolojik kazıda ortaya çıkan, 2. yüzyıldan kalma amfitiyatronun resimlerini çektik. Tabii, çeşitli banklara veya basamaklara oturup geleni geçeni izlemek de büyük zevk. ​
Resim
Piazza Sant'Oronzo'nun Gecesi ayrı güzel.
Resim
Gündüzü ayrı güzel.
Lecce'ye asıl gitme sebebimiz olan konferansın açılış konuşmasının yapıldığı Castello V, nam-ı diğer Lecce Kalesi de görmeye değer. Orta çağdan kalma bu sarı kaleye gittiğimizde, içeride gezebileceğimiz bir işkence aletleri sergisi vardı. Tüyler ürpertici aletleri, soğuk taş odalarda görmek gerçekten çok korkutucuydu ama çok da ilginçti. Eğer hala oradaysa, siz de gittiğinizde bir göz atın, tabii rahatsız olmazsanız. 
Resim
Kalenin bahçesinde güneş keyfi yapanlar =)
Resim
Akademisyen Tuğçe ve Lecce Kalesi'nin içi.
Lecce'nin en bilinen özelliklerinden biri de kağıttan yapılan bibloları ve heykelleri. Daracık tarihi sokaklarda yürürken, birden gerçek zannettiğiniz ama yaklaştıkça heykel olduğunu anladığınız hayranlık uyandırıcı şeylerle karşılaşabilirsiniz. Dükkanlarda da kağıttan yapılan irili ufaklı biblolar, süs eşyaları var.
Resim
Kağıt biblolar.
San't Oronzo Meydanı'na yakın, Via Templari üzerinde büyükçe bir mağaza olan vintage dükkanı çok sevdik. İçinde retro objeler, ikinci el kıyafet ve mobilyalar satan birçok dükkan toplanmış, insan ister istemez kendini kaybediyor. 30 Euro'ya harika güneş gözlükleri vardı ama derin nefes alıp ilerledim çünkü hiç ihtiyacım yok =).
Resim
Retro dükkanlar.
Resim
İkinci el tasarım kıyafetler çok kışkırtıcı.

lecce'de ne yenİr?

 Biz Lecce'de 3 kez gidip her seferinde de memnun kaldığımız restoran Il Quinto (Via F. D'Aragona, 7B). Lecce'nin sarı sokakları arasında beyaz masa örtüleriyle çok hoş bir ambiyans yaratan Il Quinto'nun fiyatları da çok uygundu. 
Resim
Biz karışık ızgara tabağı ve patlıcanlı parmigiana denedik, bakınız Gökay ne kadar mutlu =)
Bir akşamda Boccon Divino (Via Libertini, 17) isimli restoranda fix menü aldık. Çok başarılı olduğunu söyleyemeyeceğiz ama kuzu eti harikaydı.
La Feltrinelli ise, daha önce bahsettiğimiz retro mağazanın hemen yanında bulunan bir kafe. Hem kitapçı hem kafe olan mekanda gazetenizi okurken yerel insanlarla beraber çok lezzetli bir cappuccinoyu çok ucuza içebilirsiniz. Tatlıları da hiç fena değil.
Resim
Yerel halkın gittiği kitapçı kafe.
Piazza Sant'Oronzo'daki Il Fornaio ise amfitiyatroya nazır sade masaları ve beyaz şemsiyeleriyle tam bir İtalyan kafesi. İster kahve içebilir, isterseniz de kokteyllere geçiş yapabilirsiniz.
Resim
Piazza Sant'Oronzo'ya her gittiğimizde Il Fornaio aklımızı çeldi.
Resim
Güneşli bir havada kahve içip gelen geçeni seyrettik.

​lecce'de nerede kalınır?

Lecce'ye arkadaşlarımızla geldiğimiz için konaklama tercihimizi bir ev tutmak yönünde kullandık ve Booking'den kaleyi balkondan görecek kadar merkeze yakın bir ev kiraladık. Adı dekorasyonuna uygun bir şekilde Maison Harmonie olan ev tek kelimeyle muhteşemdi. Maison Français'den fırlamış gibi dekore edilmişti ve inanır mısınız ev sahibemiz bize elmalı turta bile yapmıştı. Eğer ev uygun olursa mutlaka bu evde kalmanızı öneririz. Hem Lecce otel fiyatları açısından uygun hem de Piazza Sant'Oronzo'ya yürüyerek sadece 3 dakika.
Resim
Lecce'de kaldığımız ev, fotoğraf: M. Melih Cin

OTRANTO

Resim
Resimdekiler tanıdık mı?
Otranto, Lecce'ye 45 dakika mesafede küçük bir deniz şehri. Aslında yazın denize girmek için harika plajları da var ama Ekim ayında denize girilmiyor. Biz arabayla geldiğimiz bu şehrin girişinde gördüğümüz duvar resmi ile ufak çaplı bir aydınlanma yaşadık. Erasmus yaparken İtalyan arkadaşlarımızın, Türk olduğumuzu öğrendiklerinde "Mamma, li Turchi!" diye gülerek bağırmaları, biraz serzeniş hissedilen bir deyim olsa da ne onların, ne de bizim tam olarak nereden geldiğini anlayamadığımız bu lafın sebebini anladık. "Mamma, li Turchi!" Türkçe'ye kabaca "Anneciğim, Türkler geliyor!" şeklinde çevrilebilir. 
Resim
Otranto Kalesi
Resim
Otranto Kalesi'nin denize bakan kısmı.
Duvarda da yeniçeri kılıklı bazı Türkler resmedilmiş ve altında kocaman bu deyiş yer alıyor. Otranto'nun tarihçesine bakarsanız, Fatih Sultan Mehmet tarafından 1480 yılında 13 aylığına Osmanlı tarafından ele geçirildiğini görebilirsiniz. 5000 nüfuslu bu şehre 20000 askerle gelip, Müslüman olmayı reddeden 800 kişiyi öldürünce biraz acı zamanlar yaşanmış. 
Resim
Otranto'nun deniz kenarı.
Resim
Ara sokaklarda küçük detaylar günün bonusu.
Resim
İtalya'nın küçük sokaklarındaki küçük arabalar ve Gökay =)
Şimdi o 800 kişinin kemikleri Otranto Katedrali'nde sergileniyor, biraz ürkünç bir görüntü. Daha sonrasında Osmanlı'nın ilerlemeyip topraklarına geri dönmesini bir zafer sayan Otrantolular, Türkler'in İtalya'ya girmesini engellediklerine inanıyorlar. 
Resim
Osmanlılar'ın öldürdüğü İtalyanlar'ın kemikleri hala bu katedralde sergileniyor.
Resim
Otranto Katedrali.
Resim
Polisleri yoldan çevirip fotoğraf istedik =)
Biz Lecce'de kaldığımız için yarım saatte geldiğimiz bu şehri Gallipoli'den daha çok sevdik, Otranto Kalesi'ni ziyaret ettik, çarşısında dolaştık. L'Ora di Mezzo isimli kafede lezzetli bir kahve içtik. Dönüşte de ufak tefek gördüğümüz bazı köylere gire çıka Lecce'ye döndük. Bu arada Otranto'da hediyelik eşyalar ve el yapımı makarnalar biraz daha uygun fiyatlı, aklınızda olsun.
Resim
Otranto'nun taş sokakları.
Resim
Yeşil duvarları.
Resim
Ve mavi pencereleri.
Resim
Burası da Lecce'ye dönerken uğradığımız bir köy.

GALLIPOLI

Lecce'den çıkıp günübirlik baska bir gezi yaptığımız önemli şehir ise Gallipoli. Burada biraz yağmura yakalandık ama kalesine bayıldık. Dar sokaklarında şakır şakır yağmur yağarken açık bulduğumuz bir kafeye sığınıp kahve içtik ve hamur işlerinden tattık. Bunun da yeri ayrı tabii. ​
Resim
Yağmurda, Gallipoli Kalesi'nin içindeki kafede kahve keyfi.
Aslında Gallipoli'nin balık pazarı da çok ünlü ama yağmur olunca hiç öyle bir şeye giremedik malesef. Sokaklarda dolanıp deniz kenarını keşfettik.
Resim
Resim
Resim
Yazın burada güneşlenip denize girenler oluyordur ama şu an bomboş.
Resim
Resim

puglida'da ne yenİr?

Güney İtalya yeme içme konusunda bir dünya markası. Hem zeytinyağı, hem sebzeler, hem etler, hem de tatlı konusunda sınır tanımamışlar. Şarapları da çok özel. Genel olarak her şeyi yiyebilirsiniz ama birkaç örnek vermek gerekirse, buraların orecchiete denilen el yapımı makarnalarını mutlaka deneyin. 
Resim
Fesleğenli karidesli orecchiete
Resim
Domates soslu orecchiete.
Orecchiete kulakçık demek, zaten bu makarnalar da kulak memesi şeklinde. Domates soslu olanı en yaygın olanı. Puglia'nın kendine has tatlısı sporcamus'u da es geçmeyin. Milföy hamurlu kremalı bir tatlı. Biz her zamanki gibi melanzane parmigiana yani patlıcanlı parmigiana da yedik, bayılıyoruz ne yapalım =). Tabii ki pizzasız bir İtalya gezisi düşünülemez, bizim favorimiz prosciuttolu parmesanlı pizza. Fakat Güney İtalya'nın hemen hemen her yerinde muhteşem yemeklerle karşılaşabilirsiniz, özellikle de tatlısı ve şarabı dahil olan menüleri tercih ederseniz birçok şey deneme şansınız olur.
Resim
Bunlar da Puglialı kadınların bibloları =)
Powered by Create your own unique website with customizable templates.