CAMERON HIGHLANDS
2015 yılında Malezya'ya ilk kez gelecekken açıkçası Malezya hakında biz de pek bir şey bilmiyorduk. Ya da şöyle söyleyelim, Petronas kulelerinden ve Kuala Lumpur'un belli başlı yerlerinden başka hiçbir şey bilmiyorduk. Buraya geldiğimizde ise aslında güzelim ülkenin sadece iki binayla tanınmasına çok üzüldük. İşte Cameron Highlands buraya gelmeden, ya da Malezya'ya karşı özel bir ilginiz yoksa zor öğrenebileceğiniz muhteşem bir coğrafya.
Burası Singapur büyüklüğünde bir alana yayılan Malezya'nın en büyük dağ istasyonu. Ayrıca tarıma elverişli havası ve verimli topraklarıyla da Malezya'nın tarım merkezi. Bölgenin gelişimi adından da anlaşılacağı gibi gene İngilizlerin sayesinde olmuş. İngilizler çekildikten sonra da onlardan öğrendikleri şeyleri uygulamaya devam eden yerel halk tarımdan ve turizmden geçinir olmuş.
CAMERON HIGHLANDS GÜNLÜK TURLARI
Cameron Highlands denince akla ilk olarak çay plantasyonları ve yürüyüş rotaları gelse de bizim gibi yürüyüşü sevmeyenler için çok güzel günlük veya yarım günlük turlar mevcut. Bu turlarla BOH firmasının çay tarlalarını, yani Sungai Palas Çay Plantasyonlarını, çilek tarlalarını, kelebek bahçelerini, yosunlu ormanı ve Brinchang dağını görebilirsiniz. Turları otelinizin resepsiyonundan alabileceğiniz gibi hemen Tanah Rata çarşısında yan yana dizilmiş onlarca tur firmasından da alabilirsiniz. Bizim önerimiz otel resepsiyonu yerine bu firmalardan almanız ve alırken de pazarlık yapmanız. Özellikle Hintliler pazarlığa çok yatkınlar. Biz ilk sefer 25 MYR'lik turu almış ve ormana gitmemiştik ama ikinci gelişimizde 50 MYR'lik tura kişi başı 45 MYR ödeyerek Mossy Forest'a da gittik. Artık üçüncü gidişimizde vitesi iyice arttırıp kişi başı 60 MYR ödeyerek Malayların Orang Asli, gavurların Indiginous dediği Malay yerlilerinin yaşadığı köylere gideriz. İki gidişimizde de yarım günlük tur aldığımız için zamanımızın geri kalanını şehir meydanında ve gece pazarında aylaklık yaparak geçirdik.
CAMERON HIGHLANDS'DE GEZİLECEK YERLER
Burası o kadar güzel bir yer ki, buraya üç yıl içinde ikinci gelişimiz (Ama o kadar tembeliz ki yazısını anca yazabildik). Aslına bakarsanız burası tam bir kafa dinleme yeri. Aksiyon arıyorsanız 2 gün yetse de, kafanızı dinlemek, kuş cıvıltılarıyla serin serin kahvaltınızı edip tembellik yapmak istiyorsanız daha da uzun kalabilirsiniz.
Boh - SUNGAI PALAS ÇAY PLANTASYONLARI
Burası Cameron Highlands'in alamet-i farikası diyebileceğimiz bir yer. Şehir merkezi Tanah Rata'ya yaklaşık 12 kilometre uzaklıkta olan ve dik bir tepeye konuşlandığı için uçsuz bucaksız çay tarlalarına yukarıdan bakan inanılmaz bir manzarası var. Tesisin içinde küçük bir çay fabrikası, işlemiş çayların ve diğer hediyeliklerin satıldığı bir mağaza ile demli çay ve pastaların satıldığı bir kafe var. Fabrikada belirli aralıklarla rehberli turlar düzenleniyor ve bu turlar ücretsiz. Yaklaşık 10-15 dakika süren tur boyunca çayın yapraktan siyah çaya nasıl dönüştüğünü aşama aşama anlatıyorlar. Fabrikanın kokusu inanılmaz! Zannediyorum fermente edilen çaylara ait bu mayhoş ve ıslak koku, sıkı birer çay tiryakisi olan bizleri mest etti.
Fabrika gezisi bittikten sonra hemen fabrikanın yanında duran modern binaya geçiliyor. Binanın duvarları firmanın tarihine ait resimlerle ve eski reklam kampanyalarının görselleriyle dolu. İşletme İskoç bir aileye ait ve müdürü de bir Türk(müş). Her ne kadar kendisiyle tanışmamış olsak da gerçekten sevdiğimiz bir markanın başında bir Türk'ün olması bizi çok gururlandırdı. Binanın içindeki mağazada dökme siyah çaydan poşet çaylara, aromalı çaylardan sıcak suda çözünebilir olanlarına kadar çayın envai çeşidini bulabilirsiniz. Ve eğer çay tiryakisiyseniz favorilerimiz arasında olan BOH çayın siyah dökmesinden alıp denemenizi öneririz. (Bir diğer favorimiz de Çaykur Altınbaş). Yanınızda taşımak istemezseniz BOH neredeyse tüm süpermarketlerde bulabileceğiniz bir marka olduğu için alışverişi sonraya da bırakabilirsiniz.
Buradan sonraki aşama da kafe. Eğer bir çay içmeye karar verirseniz kafenin balkonundan yer kapmaya bakın. Her ne kadar fotoğraf çekilenler yüzünden trafiği yoğun olsa da manzarası karşısında çay içmek paha biçilemez. Ne de olsa ayran bir çay iki :D
BHARAT ÇAY PLANTASYONLARI
Burası Tanah Rata'ya yaklaşık 3,5 - 4 km. uzaklıkta başka bir markaya ait bir çay tarlası. Merkeze nispeten yakın olduğu için çoğu genç turist buraya yürümeyi veya otostop yapmayı tercih ediyor. Yerliler otostop isteğinizi genellikle geri çevirmiyorlar. Bence bunun iki sebebi var, birincisi turistlerden çok para kazanıyorlar ve o yüzden işlerini kolaylıyorlar ikincisi de "Beyaz Adam'a" bayılıyorlar. Rota çoğunlukla otoyol kenarından devam ettiği için özellikle yağmurlu havalarda çok kaygan. Bir de yayaya asla saygı göstermeyen Malay şöförleri eklerseniz yol biraz zor bir yürüyüş parkuruna dönüşüyor. Buraya vardığınızda manzara gene nefes kesici ama Sungai Palas'ın o modern mimarisi yanında biraz sönük kalıyor.
ÇİLEK TARLALARI
Cameron Highlands serin havası sayesinde çilek üretimine uygun bir yer olduğu için burada bir çok çilek serası mevcut. Bence bu seralar inanılmaz bir pazarlama başarısı olarak işletme kitaplarındaki yerini almalı. Turistleri çilek tarlası adı altında bu seralara getirip, Hollanda'dan ithal tohumdan yetiştirdikleri çilekleri yerli çilek diye satıyorlar. Bir de üstüne üstlük çileği sana toplatıp, tartıp yine sana sattıkları ayrı bir seçenekleri de mevcut :D Bence turun içinde olmasa hiç uğramaya değmeyecek bir etkinlik olarak tarihin tozlu rafları arasına terk edilmeli. Ama taze çilek suyu içmek ya da çilekli cheescake falan yemek isterseniz bir uğrayabilirsiniz. Reçel de satıyorlar ama bizim önerimiz bir kaşık denemeden almamanız.
KELEBEK BAHÇESİ (BUTTERFLY FARM)
Kabaca kelebek bahçesi olarak çevirebileceğimiz bu yer neredeyse tüm turların duraklarından biri. Eğer daha önce bu tip bir yere gitmediyseniz kesinlikle yaşamanız gereken bir deneyim. Yüzlerce farklı cins kelebeğin yanı sıra hayatınızda canlı olarak bir daha göremeyeceğiniz onlarca çeşit böceği de bünyesinde barındırıyor. Mesela sadece değnek çekirgeleri ya da yaprak böceklerini görmek için bile buralara gelinebilir.
GUNUNG BRINCHANG VE YOSUNLU ORMAN (MOSSY FOREST)
Gunung Brinchang, Malezya yarımadasında arabayla ulaşılabilen en yüksek nokta. Bu yüzden de ciddi bir turist çekim merkezi. Zirvesinde küçük bir gözlem istasyonu da barındıran bu dağ, hemen eteklerindeki yosunlu orman ile turistler için harika bir deneyim sunuyor. Bizim aldığımız tura sadece Mossy Forest dahil olduğu için biz bir daha yukarıya tırmanmayı denemedik.
Yerliler için buradaki ormanın bir adı var mı yok mu öğrenemedik. Onlar bu ormandan bilimsel ismiyle bahsediyorlar; yani Mossy Forest. Bizim dilimizde ise bunun için bir çok karşılık var; yosunlu orman, bulut ormanı veya sisli orman. Bu ormanlar dağın zirvesinde toplanan bulutlardaki nem sayesinde su kütlelerini arttırıyorlar ve ağaçların gövdelerinden taşlara kadar her yerde bölgeye özgü yosun formunda bir bitki örtüsü oluşmasını sağlıyorlar. Biz çay plantasyonlarından kıvrıla kıvrıla yukarıya çıkıp ormana geldiğimizde, şansımız yaver gitti ve yağmur dinip yerini güneşe bıraktı. Rehberimiz bize biraz bilgi verdi, bir iki zehirli bitki gösterdi ve bizi kendi halimize bırakıp arabasına döndü. En komiği ise bu zehirli bitkilerden birinin isminin "Kaynana Dili" olmasıydı. *Tüm kaynanaları tenzih ederiz :D Rehberimiz gittikten sonra hemen içeriye daldık ve orman içine doğru yapılmış ahşap yürüme yolundan yürümeye başladık. Açıkçası buradaki ağaçların hali, böcek sesleri, ormanın kokusu ve manzara birleştiğinde insanın gerçeklik duygusu sarsılıyor. Kendini bir film setinde zannediyorsun ve binlerce yıllık bu döngüye -biraz da korkuyla- hayran kalıyorsun. Bizim turumuzdaki bu küçük gezi için demo diyebiliriz. Ormanın daha derinliklerine doğru gitmek istiyorsanız merkezde böyle turlar da bulabilirsiniz.
Rehberimiz dönüş yolunda heyecanla arabayı durdurdu ve gelin size kobraları göstereyim dedi. Biz de biraz heyecan biraz da korkuyla hemen arabadan inip arkasından gittik ama gördüğümüz şey bizi gerçek bir kobradan çok daha fazla şaşırttı. Karşımızda dilini dışarıya çıkarmış bir kobra gibi görünen bir orkide vardı. Doğanın bu taklit yeteneği bizi giderek daha da şaşırtıyordu. Biraz daha ileride ise etçil bir bitki olan Nepenthes bitkisini gördük. Böcekler ve fare gibi ufak canlılarla beslenen bu bitkiyi her ihtimale karşı aramızda biraz mesafe bırakarak fotoğrafladık. :D Etçil bir bitki, çok ütopik ama değil mi?
KAKTÜS SERALARI
Etrafta dolaşırken gözünüze birçok kaktüs serası takılacak. Kaktüs almayacak bile olsanız bunlara girmeyi ihmal etmeyin. Daha önce hayatımızda görmediğimiz çeşitlilikte kaktüs ve sukulenti burada gördük. Özellikle de bizim adını "autocad kaktüsü" koyduğumuz bir cins kaktüsün o düzenli yapısı bizi hala bile şaşırtıyor. Buradan alacağınız (ya da göreceğiniz) kaktüslerin tanesi Kuala Lumpur'daki süpermarketlerde 14-15 MYR iken biz aynı parayı 7 tanesine verdik. Sonra bir baktık ki gece pazarında daha bile ucuzlar, ama buradaki çeşitler orada yok.
BRINCHANG GECE PAZARI
Malezya'nın neresine giderseniz gidin illaki bir gece pazarına denk gelirsiniz; bazıları bir iki sokakta biter, bazılarında sokakta canlı müzik vardır, bazılarına girmek bile istemezsiniz ama bir gece pazarı illa ki vardır. Konakladığımız yerin yaklaşık 3 km ötesinde çok büyük bir gece pazarının olduğunu öğrenir öğrenmez soluğu orada aldık. Aslında geçen gelişimizde de aynı pazara gitmiştik ama başka bir yerdeydi. Sonradan öğrendik ki pazarın yerini son yıllarda birkaç kez değiştirmişler. Pazar sadece hafta sonları ve resmi tatillerde açık. Pazarın açık olup olmadığını ve tam olarak nerede olduğunu bloglar yerine otelinizin resepsiyonundan kontrol etmeyi unutmayın. Bu pazar daha önce gördüğümüz gece pazarlarına göre epey büyüktü ayrıca Kuala Lumpur'un neredeyse 4 katı ucuzdu, öyle ki bizim gibi Kuala Lumpur'da yaşayan biri iyi bir alışverişle tatilini bedavaya bile getirebilir. Sizin böyle dertleriniz olmadığını düşünerek başka bilgilere geçiyorum :)
Eğer sokak yemeği seviyorsanız burası ayrı bir cennet. Gittiğinizde henüz akşam yemeği yemediyseniz burada hem yemeğinizi, hem tatlınızı hem de meyvenizi yiyebilirsiniz. Ayrıca eğer seralardan kaktüs almadıysanız burada çeşit daha az olsa da fiyatları daha ucuz. Biz maalesef pazarda çok kalamadık, zira pazara girmemizle sis inmesi bir oldu. Ardından da yağmur başlamak üzereydi ki oradan hemen ayrıldık. Taksi bulabilir miyiz endişesiyle beklerken, parmağımı kaldırdığım ilk sürücü durup bizi aldı ve otelimize kadar bıraktı. Daha önce hiç bir otostop girişimim bu kadar hızlı sonuçlanmamıştı.
CAMERON HIGHLANDS'DE NE YENİR?
Burasının kendine has bir yemeği yok. Kuala Lumpur'da ne yiyorsanız ya da yediyseniz aynısının tıpkısını burada bulabilirsiniz; yani çoğunlukla Hint restoranları, çin restoranları ve bir iki de fast food restoranı. Bu restoranların arasında en sevdiklerimiz Kumar Restoran (Hint) ve lezzetli ve doyurucu menüleriyle Rosette Café (Çin) oldu. Eğer yerel Malay lezzetlerini denemek istiyorsanız Tanah Rata otobüs garının hemen yanına kurulan küçük pazarda bir şeyler bulabilirsiniz. Bu arada Cameron Highlands'de bizi en şaşırtan şeylerden biri de burada bir Starbucks olması oldu. Biliyorsunuz online işlerimiz dolayısıyla kendilerine karşı bir sempatimiz var. Burada da geleneğimiz değişmedi ve yağmur yağarken kaçıp buraya sığındık. Yemek yiyebileceğiniz yerler arasında Starbucks'ın sırasındaki restoranların yanı sıra, buradaki tek pub olan Traveler's Bistro & Pub'ın sırasındaki Hint restoranları da epey lezzetli ve görece temizlerdi. Zaten çok bir seçeneğiniz yok, afiyet olsun:)
CAMERON HIGHLANDS'DE NEREDE KALINIR?
CAMERON HIGHLANDS COPTHORNE
İlk gelişimizde buradaki lüks sayılabilecek hotellerden biri olan Copthorne Hotel'de çok uygun bir fırsat yakaladığımız için düşünmeden burada kalmıştık. Brinchang'da bulunan otelin girişindeki yüksek avlu, taş duvarları ve şöminesiyle sanki bir Uludağ otelini andırıyordu. Şömineyi yaktıklarından şüphemiz olsa da, dekor olarak bile güzel duruyordu. Ramazan ayına denk gelen tatilimizde her akşam Ramazan açık büfesi vardı. Burada geleneksel olarak pişirilen deniz mahsüllerinden, yine geleneksel Malay tatlılarına kadar çok çeşitli yemekleri tatma imkanımız oldu. Odaları temiz ve ferahtı. Bir İngiliz zinciri olan Copthorne Hotelinde daha önce Penang'da da kalmış ve oradan da çok memnun ayrılmıştık.
CENTURY PINES RESORT
İkinci gidişimizde ise Tanah Rata'daki Century Pines Resort'da konakladık. Otelimiz çarşıya yürüme mesafesindeydi. Kahvaltısı "eh" diyebileceğimiz işletmenin odaları temiz ve çalışanları güleryüzlüydü. Lobisinde vakit geçirebileceğiniz havuzlu bir çardağı olan otelin tam karşısında da çok cici bir park var. Bu yüzden çocuklu aileler de burada gönül rahatlığıyla konaklayabilir.
SMOKE HOUSE INN
Smoke House Inn kalmadığımız ama önünden geçerken aşık olduğumuz bir otel oldu. Mimarisiyle tam İngiltere kırsalındaki o şömineli evleri andıran otel sanki geçmişten kopmuş gelmiş gibi görünüyor. Aslında Cameron Highlands otelleri içinde ayakta kalan en eski otel olduğu için bu savımızda haklı bile olabiliriz. Burada kalmasanız bile bir botanik bahçesini andıran bahçesinde bir akşam üstü çayına gelmenizi hararetle öneririz. Gece pazarına çok yakın olduğu için çaydan sonra da pazara uğrayabilirsiniz.
CAMERON HIGHLANDS'E NASIL GELİNİR?
Buraya ulaşım genelde otobüsle veya küçük turist minibüsleriyle sağlanıyor çünkü en yakın havalimanı 2,5 saat uzaklıktaki Ipoh'da. Biz ilk gelişimizde Kuala Lumpur Bersepadu Selatan otobüs garından yaklaşık 5 saat süren bir otobüs yolculuğuyla direk olarak gelmiştik. İkinci gelişimizde Kuala Lumpur Titiwangsa Otobüs Terminali'nden binip geldik. Ipoh Cameron Highlands arası, yolun ve havanın durumuna göre yaklaşık 2 - 2,5 saat sürüyor. Yol manzaralı olduğu için gündüz otobüsü ile gelmenizi öneririz. Yol bir Amalfi değil ama gene de dar ve dönemeçli, bu da yolu gündüz gitmeniz için size bir sebep daha veriyor. Eğer "Ben otobüs garına gidemem" diyorsanız, neredeyse tüm otellerin anlaşmalı olduğu minibüsler tarafından direk otelinizden alınıp buradaki otelinize de bırakılabilirsiniz. Asya'da otobüsle seyahat için en çok kullanılan websitelerinden biri www.busonlineticket.com, diğeri de Easybook. Her ikisi de oldukça güvenilir, buradan birçok otobüs seferi görüntüleyip satın alabilirsiniz.
CAMERON HIGHLANDS'DEN NE ALINIR?
Tabii ki çay! Ama yukarıda da bahsettiğimiz gibi BOH tüm marketlerde bulunabilirken Cameron Valley çayları çok yerde yok. Denemek için ikisinden de alabilirsiniz. Eğer taşıyabileceğinize inanıyorsanız kaktüsler ve sukulentler de alınması mantıklı şeyler arasında. Onun haricinde buradan alabileceğiniz yerel şeyler yok denecek kadar az.