New York ile ilgili ilk izlenimlerim şöyleydi; bir kere çok güzel bir şehir ve bu gerçek gökdelenlerin (İzmirde 13 katlı binalara gökdelen diyorlar, hatta Menemen'de 10 katlı ikiz binalara ikiz kuleler adının verildiğini bizzat etüd ettim:) 100 yıllık olduklarına insan inanamıyor. Şehir pis ve eski bir otel lobisi etkisi bırakıyor insanda çünkü inşaat ve yenileme çok pahalı. Eski, eski kalıyor ve son raddeye kadar yenileme yapmıyorlar. 5th Avenue dahil vitrin camları falan bile pis.
Neyse hiç mi güzel bir şey yok koca şehirde. Olmaz mı? New York bir parklar şehri. En başta Central Park var. Tek kelimeyle muhteşem. Bir kere dünyanın en büyük şehiriçi parklarından biri (diğerleri San Fransisco-Golden Gate Park,Vancouver-Stanley Park ve Münih- Englischer Garten). İnsanları tüm gün oyalayabilecek etkinlikler sunuyor. İstersen gölde kayık kiralayabilirsin ya da bisikletle etrafını turlarsın. Çimlerde yatıp güneşlenebilir ya da kışın buz pateni yapabilirsin. Başlı başına bir cazibe merkezi, tüm olanakları aynı yere toplamışlar.
Neyse hiç mi güzel bir şey yok koca şehirde. Olmaz mı? New York bir parklar şehri. En başta Central Park var. Tek kelimeyle muhteşem. Bir kere dünyanın en büyük şehiriçi parklarından biri (diğerleri San Fransisco-Golden Gate Park,Vancouver-Stanley Park ve Münih- Englischer Garten). İnsanları tüm gün oyalayabilecek etkinlikler sunuyor. İstersen gölde kayık kiralayabilirsin ya da bisikletle etrafını turlarsın. Çimlerde yatıp güneşlenebilir ya da kışın buz pateni yapabilirsin. Başlı başına bir cazibe merkezi, tüm olanakları aynı yere toplamışlar.
Ya da tam şehrin göbeğinde Bryant park denen bir yer var ki, çölde vaha gibi. Eskiden keşlerin takıldığı bir yermiş fakat yenilendikten sonra bir cazibe merkezi haline gelmiş. Burada park yönetimine ait masalarda vakit geçirip yanınızda getirdiğiniz ya da civardaki yerlerden aldığınız yemeğinizi yiyebilir ya da haftasonları çimlerde yapılan Yoga sınıflarına katılabilirsiniz.
Parklar anlatmakla bitmez, şimdi gelelim bu New York'un SoHo'suna. Kelime üretmekte üstüne olmayan Amerikalı kardeşlerimiz South of Houston kelimelerinden SoHo'yu icat etmişler. Burası bir zamanlar sanatçıların loftlarının ve stüdyolarının olduğu bir yerken, bu gazla açılan kafeleri ve tasarım butikleriyle şehrin gözde ve haliyle pahalı yerleri arasında yerini almış. Bu ilgiden ve pahalılıktan sıkılan sanatçılar da şu an kendilerine başka bir yeri mesken edinmişler ve taşınıyorlarmış (insider info).Ta ki orası da evrilene kadar.
Parklar anlatmakla bitmez, şimdi gelelim bu New York'un SoHo'suna. Kelime üretmekte üstüne olmayan Amerikalı kardeşlerimiz South of Houston kelimelerinden SoHo'yu icat etmişler. Burası bir zamanlar sanatçıların loftlarının ve stüdyolarının olduğu bir yerken, bu gazla açılan kafeleri ve tasarım butikleriyle şehrin gözde ve haliyle pahalı yerleri arasında yerini almış. Bu ilgiden ve pahalılıktan sıkılan sanatçılar da şu an kendilerine başka bir yeri mesken edinmişler ve taşınıyorlarmış (insider info).Ta ki orası da evrilene kadar.
Birleşmiş Milletler binasının New York'da olmasına şaşmamak lazım. 40 milletten insanla aynı anda yaşıyorsun orayı. Çin mahallesi -ki SoHo'ya 5 dakika-, İtalyan mahallesi, Harlem gibi kendine ait alt kültürleri barındıran yerler bu çeşitliliği sağlıyor.Yeri gelmişken küçük bir Harlem anısı anlatıyım o zaman;
Bizde her alışverişte 1-2 kuruşumuzu iç eden işletmelerden alışık olmadığımız şekilde orada ciddi bir 1 Cent trafiği var. Eğer parayı cash harcıyorsan her tarafın Cent doluyor, biz de bu centlerle Harlem'deki bir deli'den kahve almak için kuruşlarımızla Voltran'ı oluşturmaya çalışıyorduk ki, sırada önümüzde olan 60 yaşındaki zenci teyze bize 1 dolar attı.Evet direk avucuma attı ve
-For your coffee. dedi.
Artık altında bir beyazı 1 dolara ezmenin verdiği tatmin mi var yoksa gerçekten o kadar paramız mı var zannetti anlamadık ama durumu izah edip kendisine dolarını iade ettik.
Bizde her alışverişte 1-2 kuruşumuzu iç eden işletmelerden alışık olmadığımız şekilde orada ciddi bir 1 Cent trafiği var. Eğer parayı cash harcıyorsan her tarafın Cent doluyor, biz de bu centlerle Harlem'deki bir deli'den kahve almak için kuruşlarımızla Voltran'ı oluşturmaya çalışıyorduk ki, sırada önümüzde olan 60 yaşındaki zenci teyze bize 1 dolar attı.Evet direk avucuma attı ve
-For your coffee. dedi.
Artık altında bir beyazı 1 dolara ezmenin verdiği tatmin mi var yoksa gerçekten o kadar paramız mı var zannetti anlamadık ama durumu izah edip kendisine dolarını iade ettik.
Burada her milletin bir kutlama günü var tıpkı bu sene 18-19 Mayısta yapılacak Türk günü ve yürüyüşü olduğu gibi. Biz de Celtic Week'e denk gelip sokaklarda etekli ve göbekli bir sürü adam gördük:)
Sonuç olarak özetlemek gerekirse, New York aslında turistik olarak gezilmesi gerekmeyen bir şehir. Bize kalırsa şu aşağıdaki listeden 3-4 tane yer seçip gezin ama sonrasında kendinizi sabahtan akşamlara kadar New York'un düzenli sokaklarına atın ve avare avare yürüyün. Zaten inanılmaz sayıda detay görecek ve New York'a bir daha gelmenin hayallerini daha oradayken kurmaya başlayacaksınız.
Turistik listemiz:
Empire State, National History Museum, Guggenheim Museum, Rockefeller Centre, Wall Street, Hard Rock Cafe.
Sonuç olarak özetlemek gerekirse, New York aslında turistik olarak gezilmesi gerekmeyen bir şehir. Bize kalırsa şu aşağıdaki listeden 3-4 tane yer seçip gezin ama sonrasında kendinizi sabahtan akşamlara kadar New York'un düzenli sokaklarına atın ve avare avare yürüyün. Zaten inanılmaz sayıda detay görecek ve New York'a bir daha gelmenin hayallerini daha oradayken kurmaya başlayacaksınız.
Turistik listemiz:
Empire State, National History Museum, Guggenheim Museum, Rockefeller Centre, Wall Street, Hard Rock Cafe.