DÜĞÜN MACERAMIZ
Bir seyahat blogu neden düğün yazısı yazar diye biz de çok düşündük, sonuçta sayfamızın ismi Yeni Gelinlerin Tatlı Telaşı değil, değil mi? Ama hem arkadaşlarımızdan hem de takipçilerimizden, düğünümüzün hazırlık aşamasında olsun düğünden sonra olsun bir çok soru geldi, biz de tüm bu soruları bir elden yanıtlayalım dedik.
Tabii ki her şey bir evlilik teklifiyle başladı. Ben (yani Gökay) olabilecek tüm romantikliğiyle Tuğçe'den prensesim olmasını istedim (burada aaaaa efekti lütfen:) Tıpkı Monaco Katedrali'nde evlenen Grace Kelly gibi, hem de onun evlendiği kilisenin merdivenlerinde. Tabii ki Tuğçe bu muhteşem evlenme teklifini geri çevirecek değildi, ama "Evet" diye kameralara değil de bana bakarak cevap verseydi daha güzel olabilirdi.
Tabii düğün hakkındaki soruların haricinde, şahsıma "Abi nasıl evlenme teklif edebilirim?", "Nerede evlenme teklif edilir?" ya da "Samos'ta evlenme teklif edeceğim, sizce neresi uygundur?" temalı sorular da gelmeye başladı. Elimde bir iki tane çok orijinal, Atlantik ötesine veya Asya'ya uçuş gerektiren evlenme teklifi fikirleri var, çabuk olan kapar :D (İlk erkek çocuğunun adını Gökay, kız çocuğunun adını da Tuğçe koymayacak olan aramasın :D)
Neyse sonuç olarak tekliften hemen sonra nişanımız yapıldı. Evde aile arasında küçük bir nişan töreni yaptıktan sonra araştırmalarımıza başladık ve düğünümüz için günümüzü belirledik. Bu arada bir çok arkadaşımızdan "Yok artık, normal düğün mü yapacaksınız? Size öylesi yakışmaz ki." gibi şeyler duymak da, omuzlarımıza ne şekil bir yük yükledi hayal edemezsiniz. Acaba paraşütle atlarken mi evlensek yoksa Bahamalar'da dalarak mı falan diye bir iki gün düşündükten sonra düğün isimli töreni ailelerimize karşı bir sorumluluk olarak benimseyip böyle davranmaya karar verdik.
DÜĞÜN YERİNE KARAR VERME
İkimiz de hem İzmir'li, hem de Karşıyaka'lı olunca düğün yeri tabii ki İzmir olacaktı. Şehirde bize uygun olacağını düşündüğümüz bir çok düğün mekanı ile görüştük. Bunların arasında aklımıza en yatanları, Kültürpark Tenis Klübü içindeki Rose Garden 1941, Tepekule Kongre Merkezi içindeki salonlar ve Turan'daki Saime Sultan Yalısı oldu. Bu işletmelerden başka bir çok yerle daha görüşsek de düğün için seçtiğimiz yer bambaşka bir mekan oldu; Paparazzi Beach Club!
Çünkü burası ikimiz için de çok değerli bir yer. Burada tanışmış olmamızın dışında, özellikle yurt dışı seyahatlerimizde eğer burası deniz kenarı bir yerse, denizinin güzelliğini hep Paparazzi ile kıyaslarız. Bizim için bir nevi "beach" Michelin'i yani :) Ve çok az yeri Paparazzi'den daha çok beğendiğimizi de belirtelim.
Çünkü burası ikimiz için de çok değerli bir yer. Burada tanışmış olmamızın dışında, özellikle yurt dışı seyahatlerimizde eğer burası deniz kenarı bir yerse, denizinin güzelliğini hep Paparazzi ile kıyaslarız. Bizim için bir nevi "beach" Michelin'i yani :) Ve çok az yeri Paparazzi'den daha çok beğendiğimizi de belirtelim.
DÜĞÜN HAZIRLIK AŞAMASI
Madem düğün yeri için anlaşıldı sıra geldi bu mekanı süslemeye ve organizasyona. Bir düğünde, aslan payı mekandan sonra düğün organizasyon firmalarına gidiyormuş meğer. Bir çok firma ile görüştük ve aralarında neredeyse mekanın istediği kadar para isteyen organizasyon firmaları oldu. Bu yazı mutlu bir yazı olduğu için organizasyon firmalarının isimlerini veya bize karşı tutumlarını yazmayacağım ama Paparazzi adını duyan bazı firmaların etiketlerine hemen bir sıfır eklediklerini söyleyebilirim. Satış stratejileri hep aynı; damat'ın geline hayır diyemeyeceğini bildikleri için geline yüklenmek ve düğün gecesine olduğundan çok daha büyük bir anlam yükleyerek 3 liralık şeyi 30 liraya satmak. Hepsi ağız birliği etmişçesine "Ama bu sizin en mutlu geceniz" diyorlar. Yoo değil! Doğum günlerimiz var mesela. Tanıştığımız gün var. İlk öpüşmemiz var. Çocuğumuz doğduğunda, düğünümüzden daha mı az mutlu bir gece olacak? Yani sözüm sana okuyucu; düğün hazırlıkları sırasında birbirinizi kırmayın, bunların hepsi onların daha pahalıyı, daha da pahalıya size satabilmesinin bir yolu.
Biz de düşündük taşındık ve biraz da Google'ın "Pinterest düğünü", "Kendin yap düğün" gibi sayfalarında kendimizi kaybettikten sonra, "Onlar yapabiliyorsa biz de yapabiliriz!" gazıyla neredeyse her şeyi kendimiz yaptık. En basiti "hazır düğün davetiyesi şablonları" araması yaptığınızda karşınıza on binlerce sonuç çıkıyor. Biz de bir tanesini beğendik, kendimize göre biraz değiştirdik ve Voila! İşte düğün davetiyemiz huzurlarınızda.
Ardından başladık o English Home senin bu Madame Coco benim Pinterest düğün malzemeleri aramaya. Tabii ki bu ikisi yetmedi ama Kemeraltı'nda bulabileceğiniz şeyler ve makrome ipiyle yapamayacağınız şey yokmuş, biz de onu öğrendik ve uzun kış akşamlarında yanımızda çayımız, arkadaşlarımızla beraber imece usulü bir çok şeyi böylece hallettik. Hatta yaptıklarımızı düğünümüzden sonra iki nişan bir düğüne de ödünç olarak verdik ama isimleri bizde saklı :D
Tabii bu süsleri hazırlamak başka bir şey, onları düğün günü düğün yerine götürüp yerleştirmek bambaşka. Keza, Paparazzi işleyen bir işletme ve tabii ki Cumartesi günü müşteri kabul etmeme gibi bir durumları olmadığı için, süsleme ekiplerinin ancak düğün günü saat 15:00'da içeri girmesine izin verdiler. Yani sadece 3 saatlik bir sürede tüm mekan bir beach club'dan düğün konseptine dönüştürülecekti. Tuğçe'nin mimar olmasının verdiği gazla bu organizasyon işini en yakın arkadaşlarımızdan biri olan Yasemin'e (mimar) ve Tuğçe'nin sevgili kuzeni Sezin'e (o da mimar) havale ettik. Onlar da kendi küçük ekiplerini kurdular ve düğün günü Paparazzi'ye giderek orayı bizim istediğimizden bile daha güzel bir hale soktular.
DÜĞÜN PASTASINI NEREDEN ALDIK?
Düğün kokteyli sırasında ikram edilecekler konusunda sırtımızı Paparazzi'ye dayadığımız için, sevgili Ümit Abi bizi ısrarla tadıma çağırsa da başka işlerle ilgilenmekten tadıma gidemedik. Çünkü bugüne kadar Paparazzi'nin mutfağı bizi bir kere bile yanıltmadı. Ama pasta konusunda ne yapacağımızı bilemez, düğün pastası modelleri arasında debelenirken aklımıza birden 2016-2017 yılbaşı çekimlerinde tanıştığımız ve hemen ısındığımız Limburgia ailesi geldi. Hatta o yılbaşı harika bir Limburgia pastası hediye etmiştik instagram hesabımızdan. Hemen atladık arabaya ve sevgili Gökhan'ın ofisine gittik. İyi ki de gitmişiz; tam istediğimiz sadelikte ama ters orantılı lezzetiyle düğüne gelen herkesi büyüleyen bir pastamız olmuştu artık.
DÜĞÜN HEDİYELİKLERİ
Bunlarla uğraşırken bir yandan da her pazar Foça'da kurulan ve sadece yerel üreticilerin aracılar olmaksızın satış yaptığı bir pazar olan Foça Zeytindalı Yeryüzü Pazarı'ndan (Slow Food - Earth Market) kilolarla yeşil sabun almakla uğraşıyorduk. Geceleri de bu sabunları mini mini keserek, etiketlerimizi ekleyerek nikah hediyeliklerimizi yapmış olduk. Buradaki amacımız hem herkese gerçekten kullanabilecekleri bir şey vermek hem de yüksek lisans tezimi yazarken benden desteklerini esirgemeyen pazar ahalisini onore etmekti ama özellikle annelerimiz ve babannemden acayip bir tepki aldık. Meğerse sabun öyle elden alınmazmış, ayrılık demekmiş, sabun aldın mı para vermen gerekirmiş... Neyse sonuç olarak biz artık neredeyse 20 kilo sabunu almış, kesmiş ve etiketlemiştik bile.
GELİNLİK VE DAMATLIĞINIZI NEREDEN ALDIK?
Bu arada Tuğçe ve annesi o gelinlikçi senin bu moda evi benim dolaşırken birden bire aklımıza AliExpress geldi. Evet, AliExpress'ten gelinlik almak çok cesur bir hareketti ama en kötüsü başka bir gelinlik alırız diye düşündük. Sonuç mu? Sonuç; Tuğçe'nin gelinliği anonim bir Çinli terziye ait ve gerçekten postayla Çin'den geldi :D
Ben ise birçok yerde değişik değişik damatlıklar denesem de, asıl damatlığımı düğünden sadece 10 gün önce, ismiyle müsemma Damat mağazasından aldım. Tabii ki deniz kıyısı bir yerde yapılacak bir düğünde "Tekne Şıklığı" serisinden başka bir şey giyemezdim:D
Gelin çiçeği ve damat yaka çiçeği ise, Alaçatı Pazar'ından aldığımız mis kokulu lavantalar, cipsolar ve biraz da makrome ipiyle düğünden bir gece önce Tuğçe tarafından evde yapıldı.
Ben ise birçok yerde değişik değişik damatlıklar denesem de, asıl damatlığımı düğünden sadece 10 gün önce, ismiyle müsemma Damat mağazasından aldım. Tabii ki deniz kıyısı bir yerde yapılacak bir düğünde "Tekne Şıklığı" serisinden başka bir şey giyemezdim:D
Gelin çiçeği ve damat yaka çiçeği ise, Alaçatı Pazar'ından aldığımız mis kokulu lavantalar, cipsolar ve biraz da makrome ipiyle düğünden bir gece önce Tuğçe tarafından evde yapıldı.
DÜĞÜN FOTOĞRAFLARIMIZI KİM ÇEKTİ?
Düğün günü çekilen bu güzel fotoğraflar ise gerçekten elimde büyümüş, abisiyle rakı sofralarında gecelediğimiz, çok yetenekli bir fotoğrafçı ve onun iş arkadaşlarının elinden çıkma. Tüm gün boyunca bir an bile yanımızdan ayrılmayan sevgili Tanzer ve Deniz'e çıkardıkları bu harika iş için tekrar teşekkür ederiz.
Tuğçe+Gökay from Deniz Bayannalduz on Vimeo.
DÜĞÜN GÜNÜ
Gelelim düğün gününe, burası çok heyecanlı çünkü düğünden 10 gün önceden itibaren tüm kaynaklar önümüzdeki 2 haftanın deli gibi yağmurlar ve fırtınalarla geçeceğini söylüyordu. Ama ne yapılabilir ki? Mekanla anlaşılmış, gelinlik damatlık hazır, davetiyeler dağıtılmış, sabunlar kesilmiş(!), pasta siparişi verilmiş ve en önemlisi o hengâmede Çeşme Belediyesi'nden istediğimiz gün ve saat için randevu alınmıştı... O düğün ya olacak ya olacak, olmazsa da artık çay demleriz deyip başladık beklemeye.
Bu arada diğer lokasyonları bilmem ama WindGuru hava tahmin aplikasyonu Boyalık ve Çeşme konusunda hedefi tam onikiden vuruyormuş onu öğrendik. Paparazzi tayfası bunu zaten biliyormuş da, biz düğün vesilesiyle öğrenmiş olduk :D Düğün günü saat 15:00 sıralarında, Tuğçe Seferihisar'da kuafördeyken Çeşme'yi seller götürüyordu. Hatta bir ara Boyalık'a öyle bir yıldırım düştü ki, ben Ümit Abi'yi arayıp yıldırımın Paparazzi'ye düşmediği konusunda onay almak zorunda kaldım :D Bu arada telefonlar çalıyor, düğün iptal olmadı değil mi temalı sohbetler yapılıyor ve WindGuru ısrarla saat 15:00'da güneş açacak ve sen düğünü yapacaksın diyordu. Dediği de oldu! Sanki az önce gök aşağıya inmemiş gibi güneş açtı, ve mekan anca saat 16:00'dan sonra süslenebildi. Ona rağmen saat 18:00'de tam olarak hazırdı ama tahmin edersiniz ki ben bir 10 yıl yaşlandım. Neden mi sadece ben? Çünkü Seferihisar'a damla yağmur düşmemiş de ondan :D
Bu arada Ümit Abi'nin beni sakinleştirme çabaları ve durum karşısındaki soğukkanlılığına 10 puan veriyorum.
GELİN ARABASI
Tabii ki bu kadar önemli bir günde, bizi 2009'dan beri sırtında taşıyıp, bir 4x4 edasıyla hiç bir yere girmekten çekinmeyen sevgili Ayten'imizin (Hyundai i10) üzerine gül koklayıp başka bir araba kiralayacak değildik. Kendisini ancak yağmur dindikten sonra süslesek de, kendisi her haliyle göz kamaştırıyordu. :D
DÜĞÜNDE NELER OLDU?
Yağmur badiresini atlatıp, düğünümüz başladıktan sonra hiç bir problem veya aksilik yaşamadık. Bunda hem Paparazzi'nin profesyonel ekibinin hem de bizim amatör ekibimizin ve organizasyon kabiliyetimizin payı çok büyük. Müzik, pasta, servis ve tabii ki hava tam da istediğimiz gibiydi. Emeği geçen herkese bir daha teşekkür ediyoruz.
DÜĞÜNDEN SONRA NELER YAPTIK?
Büyük bir akıllılık yaparak, düğünümüzü zaten bir gece klübünde yapınca, ilave olarak başka bir yere gitme ihtiyacımız kalmadı. Anneler, babaları, babanneleri, teyzeleri ve bilumum akrabamızı yolcu ettikten sonra gençler ve genç kalanlar kontenjanındakilerle beraber gene Paparazzi'de bir güzel eğlendik. Gece konaklamak için ise, Tuğçe'lerin Dalyan'daki yazlığına da çok yakın olmasından dolayı Çeşme Ladin Otel'de bir yer ayırtmıştık. Düğünümüz olduğunu duyunca bize normal bir oda ayırmak yerine köşe bir suit ayıran işletme bizi olabilecek en güzel şekilde ağırladı. Mutfakları, özellikle ev yemeği konusunda benim diyen restorana taş çıkarır. Eğer buraya konaklamaya giderseniz bizden selam söyleyin.
BALAYI İÇİN NEREYE GİDİLİR?
İşte gezgin olmanın değişik bir avantajını burada yaşadık. Zaten 2017 Eylül - 2018 Haziran boyunca Kuala Lumpur'da olacağımız ve dünyanın en ünlü balayı rotalarına bu süre zarfında seyahat edeceğimiz için herhangi bir balayı planı yapmadık. Onun yerine ben Tuğçe'nin kardeşinin Montreal'deki mezuniyet töreni için yapılacak seyahate dahil oldum ve hep beraber harika bir Montreal - New York - Toronto tatili yaptık. Ama en güzel balayı rotalarını soracak olursanız bunlardan bazıları; Malezya'daki Redang Adası, Bali veya Sri Lanka olabilir. Yurt içi balayı rotalarından biri Çeşme, bir diğeri ise mesela Kapadokya olabilir. Burası Asya'da o kadar popüler ki, bazen İstanbul'u bilmiyorlar ama Kapadokya'dan herkes haberdar :D
SON TEŞEKKÜRLER
*Çiçekçiye kapıdan girip de, "Düğün organizasyonu için biraz çiçek ve cipso istiyorum" dediğiniz zaman gözleri yuvalarından fırlıyor ve hemen 100 katı falan fiyat çekiyorlar. Ama Karşıyaka Klementin Çiçekçilik'ten aldığımız çiçekler hem çok uzun dayandılar hem de işletme sahibi Mehmet Abi, sağolsun, insaflı çıktı. Kendisine düğünümüzdeki güzel çiçekler için teşekkür ederiz.
*Tuğçe'nin o güzel topuzunu yapan marifetli ellerin sahibi ise Seferihisar'da bulunan Meral Abla, ellerin dert görmesin.
*Tuğçe'nin o güzel topuzunu yapan marifetli ellerin sahibi ise Seferihisar'da bulunan Meral Abla, ellerin dert görmesin.