Brüksel & Bruges
Sevgili sevgilimin Trendyol'dan romantik bir tweet ile bu turu kazanması sonucu geçen yılbaşında yine yollara düşmüştük. 1 hafta sürecek olan Paris-Benelux turumuzun ilk durağı Brüksel oldu. Uçağımız sabah sekizde İstanbul'dan kalktı ve öğlen saatlerinde Brüksel'e vardık.
Hava çok soğuktu ve ara ara yağmur serpiştiriyordu. Bu kent, rehberimizin de söylediği gibi, hayatınızda bir kereden fazla görmek isteyeceğiniz bir şehir değil, zira her yer diplomatik binalarla dolu. Avrupa birliğinin en önemli binaları, Avrupa Parlamentosu da dahil bu şehirde.
Bu ülkede en çok ilgi gören şey, çikolata ve işeyen adam (manneken piss) heykeli. Ama aslında bu ülke çok ilginç bir şekilde hepimizin çocukluğumuzdan beri bildiği, dünyaca ünlü bir çok çizgi kahramanın yaratıcısının da memleketi. Bu konuda bir dönem fabrika gibi çalışmış Belçika. Bunların en ünlüleri Red Kit, Şirinler ve Ten Ten. Bana sorarsanız, ben pek çikolatacı değilimdir, işeyen çocuk da, resimlerde devasa görünmesine rağmen çok minikti, ve bu da aslında Avrupalıların ticari zekasının nasıl da iyi çalıştığının bir kanıtı. O küçücük ve aslında pek de manasız olan heykeli nasıl bu kadar güzel paketleyip her gelene satıyorlar şaşarsınız.
Hava çok soğuktu ve ara ara yağmur serpiştiriyordu. Bu kent, rehberimizin de söylediği gibi, hayatınızda bir kereden fazla görmek isteyeceğiniz bir şehir değil, zira her yer diplomatik binalarla dolu. Avrupa birliğinin en önemli binaları, Avrupa Parlamentosu da dahil bu şehirde.
Bu ülkede en çok ilgi gören şey, çikolata ve işeyen adam (manneken piss) heykeli. Ama aslında bu ülke çok ilginç bir şekilde hepimizin çocukluğumuzdan beri bildiği, dünyaca ünlü bir çok çizgi kahramanın yaratıcısının da memleketi. Bu konuda bir dönem fabrika gibi çalışmış Belçika. Bunların en ünlüleri Red Kit, Şirinler ve Ten Ten. Bana sorarsanız, ben pek çikolatacı değilimdir, işeyen çocuk da, resimlerde devasa görünmesine rağmen çok minikti, ve bu da aslında Avrupalıların ticari zekasının nasıl da iyi çalıştığının bir kanıtı. O küçücük ve aslında pek de manasız olan heykeli nasıl bu kadar güzel paketleyip her gelene satıyorlar şaşarsınız.
NE YENİR?
Belçika denir de Waffle yemeden dönülür mü?:) Burada wafflelar gerçekten çok lezzetli ve kocaman. Bir de bu ülkelerde bulunan yerel bir fast food zinciri olarak Quick restoranları çok lezzetli hamburgerler sunuyor.
Bu arada, tam da noel günü orada olduğumuzdan geleneksel Christmas pazarlarına denk geldik. Burada çok lezzetli bir sıcak şarabı ilahiler eşliğinde tattık, küçük ahşap büfelerde waffle, hamburger ve kurabiyeler yedik. Bu gelenekleri, bu kent de dahil gezdiğimiz bütün şehirleri çok cici ve masalsı bir görünüme kavuşturmuştu. Noel'de Avrupa görülmesi gereken ayrıntılarla dolu bir Hansel ve Gratel masalına dönüşüyormuş meğer:)
NOEL'DE NE YAPILIR?
Bir de noel için, Grand Place denen ve şehirdeki önemli günlerin kutlanma alanı olan meydana çok modern bir ağaç kurmuşlardı, akşam saatlerinde içten aydınlatılan bu yapının üzerinde çok modern ve görsel bir şölen sayılabilecek ışık oyunları izledik. Aynı zamanda meydanı çevreleyen adalet ve belediye binaları da aynı görsel efektlerle renk renk aydınlatılmıştı.
BRUGE MU, ORASI DA NERESİ?
Ertesi gün ise, Paris'e doğru hareket ederken yolda Bruges kentine uğradık. Çok minik ve şirin olan bu kenti çok sıkılarak izlediğimiz InBruges filminden biliyorduk ve açıkçasını söylemek gerekirse, kentin pek de bir numarası yok. Neredeyse her Avrupa şehri gibi içinden bir nehir geçiyor. Çikolatası ve dantel işleriyle meşhur fakat dantelin hası bizim ülkemizde olduğu için almaya yeltenmedik bile.
Sonuç olarak, her iki kent de eğer yakınlarındaysanız görmeye değecek yerler, yoksa herhangi bir Avrupa şehrinden farkı yok. Sadece noel zamanında burada olmak biraz özeldi ve düzenli Avrupa şehirlerini ziyaret etmeyeli epey olmuştu, bu sebeple bizim için hoş bir gezi oldu.
Belçika denir de Waffle yemeden dönülür mü?:) Burada wafflelar gerçekten çok lezzetli ve kocaman. Bir de bu ülkelerde bulunan yerel bir fast food zinciri olarak Quick restoranları çok lezzetli hamburgerler sunuyor.
Bu arada, tam da noel günü orada olduğumuzdan geleneksel Christmas pazarlarına denk geldik. Burada çok lezzetli bir sıcak şarabı ilahiler eşliğinde tattık, küçük ahşap büfelerde waffle, hamburger ve kurabiyeler yedik. Bu gelenekleri, bu kent de dahil gezdiğimiz bütün şehirleri çok cici ve masalsı bir görünüme kavuşturmuştu. Noel'de Avrupa görülmesi gereken ayrıntılarla dolu bir Hansel ve Gratel masalına dönüşüyormuş meğer:)
NOEL'DE NE YAPILIR?
Bir de noel için, Grand Place denen ve şehirdeki önemli günlerin kutlanma alanı olan meydana çok modern bir ağaç kurmuşlardı, akşam saatlerinde içten aydınlatılan bu yapının üzerinde çok modern ve görsel bir şölen sayılabilecek ışık oyunları izledik. Aynı zamanda meydanı çevreleyen adalet ve belediye binaları da aynı görsel efektlerle renk renk aydınlatılmıştı.
BRUGE MU, ORASI DA NERESİ?
Ertesi gün ise, Paris'e doğru hareket ederken yolda Bruges kentine uğradık. Çok minik ve şirin olan bu kenti çok sıkılarak izlediğimiz InBruges filminden biliyorduk ve açıkçasını söylemek gerekirse, kentin pek de bir numarası yok. Neredeyse her Avrupa şehri gibi içinden bir nehir geçiyor. Çikolatası ve dantel işleriyle meşhur fakat dantelin hası bizim ülkemizde olduğu için almaya yeltenmedik bile.
Sonuç olarak, her iki kent de eğer yakınlarındaysanız görmeye değecek yerler, yoksa herhangi bir Avrupa şehrinden farkı yok. Sadece noel zamanında burada olmak biraz özeldi ve düzenli Avrupa şehirlerini ziyaret etmeyeli epey olmuştu, bu sebeple bizim için hoş bir gezi oldu.